İzmir’in yeni Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’i takdir ediyorum. Geleli beri adeta yerinde duramıyor. İzmir’e canlılık getirdi. İşte “Devlet Adamı” dediğin böyle olmalı. Mülki amir olduğu ilde yaptık...

İzmir’in yeni Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger’i takdir ediyorum. Geleli beri adeta yerinde duramıyor. İzmir’e canlılık getirdi. İşte “Devlet Adamı” dediğin böyle olmalı. Mülki amir olduğu ilde yaptıklarıyla göze batmalı. “Göze batmalı” ifadesini tabii ki, olumlu anlamda kullanıyorum. Biz bu tür devlet adamlığını, eski Denizli Valimiz Merhum Recep Yazıcıoğlu’nda görmüştük. Elbette, şu anda görevde olan olmayan, gelmiş geçmiş tüm valilerimizi tenzih ediyorum. Atalarımız, “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” dememiş mi? Sayın Valimiz için bazıları “Çok yüzgöz oluyor” yorumunu yapsa da, ben buna asla ve asla katılmıyorum. Ziyarete gelenlere her zaman kapısının açık olması, “Devlet Baba” vasfına çok yakışıyor. Aydın’dan İzmir’e gelişi daha çok olmadı ama kentin birçok ilçesine giderek, hem Ege’nin incisini daha iyi tanımaya çalışıyor, hem de sanıyorum dertleri sıkıntıları yerinde görmeyi yeğliyor. Sayın Valimizin yıllar önce İzmir’in en ücra köşesi Beydağ ilçemizde “kaymakamlık” görevini ifa etmesi, bu sıcaklığı sanırım daha da pekiştiriyor. Bir “vefa” örneği göstererek Beydağ’ı geçtiğimiz günlerde ziyaret etti. Orada CHP’li Belediye Başkanı Sayın Feridun Yılmazlar tarafından çok sıcak karşılandı. Eski anılarını tazeledi. Yılmazlar, daha sonra kendisine iade-i ziyarette bulundu. Ne güzel… Sayın Köşger’in bende “iz” bırakan bir başka ziyareti ise, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın anıt mezarını ziyaret etmesi. Korona denetimleri vesilesi ile ilk kez İzmir Valisi olarak Karşıyaka’ya giden Köşger, büyük bir kadirşinaslık örneği göstererek o mekanı ziyaret etmiştir. Zira Türkiye’de körüklenmek istenen bir “Atatürk düşmanlığı” gerçeğine karşı devlet ekabirinin buna izin vermemesi, sevinilecek bir durum. Geçmişi eşelemek istemem ama maalesef bazı valilerimiz bu ziyaretlerde bayramlarda bile kaçınmışlardı. Bu yüzden de eleştiri konusu oldular hep. Sayın Köşger’in “babacan” tutumu, bence İzmir için büyük şanstır. Çünkü bu güzide şehirde “devleti temsil eden makam” ile “seçilmiş yerel yönetimi temsil eden makam” arasında sanki bir ayrılık-gayrılık varmış gibi gösterilmek istenen bir manzara oluşturuldu hep. Ve bu görüntüyü kullanarak siyasi menfaat temin etme yoluna gidenler, kentin enerjisini alıp götürdü. Ondandır ki; hala bir dolu sorunla ve yıllar öncesi bitirilmesi gereken projelerin lafını yaparak zaman kaybediyoruz. Bence artık İzmir’in şaha kalkma zamanı gelmiş de geçmektedir. Evet; ben bunları söylerken birileri pandemiyi, ekonomik sıkıntıları, dünyanın içinden geçtiği konjonktürü ileri sürerek, bu işlerin başarılamayacağını iddia edebilirler… Bunlara sadece gülüp geçerim. Bir kenti ayağa kaldıracak olan, o kentte yaşayanların enerjisidir. Geçtiğimiz 15 yıllık dönemde, koltuklarına sıkı sıkıya yapışanlar yüzünden içine kapanan, verimsizleşen, yerinde sayan bir İzmir oluşmuştur. Ama bugün öyle değil. Yeni vali, yeni belediye başkanları, bazıları hala koltuğunu bırakmak istemese de yeni oda başkanları ile yeni bir sinerji yakalamanın eşiğinde olduğumuz aşikardır… Tüm bu gerçekleri görmezden gelmeyelim. Ben inanıyorum ki; Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger ile İzmir’imiz kalkınacak, gelişecek ve o eski günlerine geri dönecektir. Herkese kolaylıklar diliyorum…