Göktürk’le okul yolu epey sohbetli geçiyor. Duyan katılıyor, her gün konuğumuz değişiyor. Konu başka eğlence gırla… Dün sabah bir eğitimci karıştı sohbetimize. Göktürk...
Göktürk’le okul yolu epey sohbetli geçiyor. Duyan katılıyor, her gün konuğumuz değişiyor. Konu başka eğlence gırla… Dün sabah bir eğitimci karıştı sohbetimize. Göktürk’e ve bana önerilerde bulundu. Ben de dinleyip onayladım. Anne ve baba olarak hemen hemen hepsini yapıyorduk söylediklerinin aslında; ama dinlemek güzeldi, niyeti iyiydi. Sohbetin devamında “Pulsuz dilekçeyi oku, buzdolabına as” dedi. Buna kayıtsız kalamadım. Gülümsedim ve okuduğumu söyledim. Gülüştük, sohbet sürdü, sonra vedalaştık. Yollar ayrıldı ama kendisini eğitim uzmanı olarak tanıtan beyefendi, günün kahramanı olarak aklımda yer etti. Neden mi? Benim taa ortaokul sıralarında okuduğum o müthiş eseri hatırlattığı için. Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun muhteşem yazısını, Türkçe öğretmenimin okuduğu andaki, hak verişimi, bizi, çocukları anlayışına hayran oluşumu hatırlıyorum. Yazı bir yana, hissettirdikleri bile aklımdaydı!