Çalışma hayatının içinde yer alan ve akşam evine ekmek götürmek zorunda olan herkes ucundan, kıyısından psikolojik baskı dediğimiz mobbinge uğramıştır. Mobbing çalışma hayatında insanları intihara kadar sürükleyebilir, insanın özünü, ruhunu içten içe kemirir. Ruhun kanserli hücresidir. Mobbing günümüzün modern vebasıdır, çalışma hayatında görülen en yaygın pandemidir. Bulaşıcı bir etkisi vardır. Çünkü mobbinge uğrayan bir çalışan ile işyerinde kimse temas etmek istemez, iletişime geçmek istemez, birlikte, hatta yan yana dahi görünmek istemez. Çünkü işyerindeki karar verici makam mobbing uyguladığı çalışanı öyle bir konumlandırır ki artık mobbing uygulanan kişi yasaklanmıştır. Yalnızdır, yalnız kalmalıdır. Bu artık yazılı olmayan bir işyeri kuralı haline gelir. “Başına bir iş gelmesin” diye işyerindeki diğer çalışanlar bu yazılı olmayan kurallara sessiz kalarak, görmezden gelerek ortak olurlar. Mobbinge uğrayan iş arkadaşlarının ise en çok yalnızlığına ortak olurlar. Boşuna söylememiştir yazar; “Yalnızlıklar içinde bir yalnızlıktır insan.”
Buraya kadar okuduklarınız içinizi kararttı, ruhunuz sıkıldı ve karamsar bir havaya büründünüz bile şimdiden değil mi? Bir de tüm konuştuklarımızı daha ağır ve gurur kırıcı şekilde, bizzat her gün yaşayan mobbing mağdurlarını düşünün.
TCK’YA GÖRE
Karamsarlığa düşmeyin hemen, Yargıtay Ceza Dairesi vermiş olduğu bir kararında tüm bunları dikkate alarak mobbingin Türk Ceza Kanunu açısından eziyet suçunu oluşturduğuna hükmederek mobbing uygulayan işyeri yetkilisinin hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararın içeriğine baktığımızda bir çalışanın tecrübesine ve işyerindeki pozisyonuna uygun şekilde görev vermeyerek sırf sıkıntı vermek, onu rencide ve pasifize etmek kastıyla binanın bodrum katında kurum şoförlerinin kullandığı telefon ve bilgisayar gibi gereçlerin bulunmadığı odada mesai yaptırmaya zorlamak suretiyle belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, değersizleştirme, yıldırma ve işten uzaklaştırmayı amaçlayan; psikolojik saldırıya konu eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre eziyet boyutuna vardığı, bu sebeple yüklenen eylemlerin bir bütün halinde “eziyet” suçunu oluşturduğu yer almaktadır. İnsanları intihar etmeye kadar sürükleyebilen, insanca çalışma şartlarına aykırı ortamlarda insanları çalışmaya zorlayan mobbing olgusunun varlığı halinde iş kanunumuzda yeni düzenlemeler yapıldı. Caydırıcı bir idari yaptırımın önleyicilik açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
“Sesimi duyan var mı?” hiçbirimizin duymak istemediği, depremi çağrıştıran, göçük altındaki vatandaşlarımızı ararken, simsiyah bir sessizliğin içinde ses duymak için arama kurtarma ekiplerinin seslenme biçimidir. Mobbinge uğrayan çalışanlar da duygusal ve psikolojik olarak göçük altında kalmış insanlardır, mutlak bir yalnızlık ve sessizliğin ortasına bırakılmışlardır ama bu soruyu psikolojik göçük altında kalan onlar bize yöneltiyor:
“Sesimi duyan var mı?”