Anksiyete, günlük dildeki ifadesiyle kaygı; gerçekte olmayan ancak gelecekteki olası tehditlere karşı korku hissedilen ruhsal bir bozukluktur. Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarına göre en sık görülen ruhsal bozukluklar arasında anksiyete bozuklukları bulunmaktadır. Dolaylı olarak bağışıklık sistemini de etkilemesi nedeniyle anksiyete bozuklukları, birçok fiziksel hastalığa zemin hazırlamakta ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Maalesef son zamanlarda yaşadığımız coğrafyadaki olumsuzluklar bir çoğumuzda bu duyguyu tetikledi. Depremler, seller, yangınlar, istismarlar, cinayetler, ihmaller…
Günlük yaşantımızda algımızı fazlasıyla olumsuzluklara odakladı. Güven duygumuzu yitirip şüphe ve kaygı algımızı yükseltti. Tabi birde ekonomik boyutu var…Kira fiyatları, fatura zamları, eğitim ücretleri, mutfak masrafları derken dolayısıyla mental olarak sağlıklı kalmak neredeyse imkansız hale dönüştü.
Anksiyetenin En Yaygın Halleri:
Davranışsal Belirtiler;
Sürekli kontrol ihtiyacı,
Obsesif düşünceler, takıntılar,
Sosyal etkileşimlerden kaçınma,
Tekrarlayan ritüeller.
Zihinsel Belirtiler;
Negatif senaryoların sürekli düşünülmesi,
Konsantrasyon güçlüğü,
Korkuların aşırı büyütülmesi,
Sürekli endişe dolu düşünceler.
Sosyal Belirtiler;
İzolasyon ve sosyal geri çekilme,
İnsan ilişkilerinde iletişim güçlüğü,
Sosyal aktivitelerden kaçınma.
Fiziksel Belirtiler;
Mide problemleri,
Baş ağrısı ve baş dönmesi,
Kalp çarpıntısı ve hızlı nabız,
Nefes darlığı veya hızlı solunum,
Titreme ve kas gerginliği.
Bu belirtilerden çoğunluğu gözlemleniyorsa bir uzmana danışılıp, tedaviye başlanması ruh ve fiziksel sağlığı korumada oldukça önemli bir adımdır. Kişisel farklılıklar gösterse de düzenli takip ve tedaviye katılım, anksiyetenin önemli bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabiliyor. Bunun yanı sıra ilerlememiş kontrolü elimizde olan kaygı durumlarında; meditasyon, düzenli egzersiz, kitap okumak, kaliteli uyku bu süreçte belirtileri hafifletebilir. Ayrıca fazla şeker tüketimi de anksiyeteyi tetiklediği için şekerli gıdalardan uzak durmakta fayda var.
Yazıyı yazarken fark ettim de zihinsel belirtiler son zamanlarda bende epeyce mevcut. Özellikle çocuğum ile ilgili durumlarda. Umarım, kötülük saçan ruhlar ve yaşanılan “İnsan Hatası” kaynaklı bütün felaketler son bulur…
Kaygılarımızı değil de umutlarımızı coşturacak yeni günlere uyanmak dileğiyle…