Balkanlar’da sıcak çatışma potansiyeli olan ülkelerden biri de kuşkusuz Bosna-Hersek’tir. Bosna’yı 1990’lı yıllardaki yoğun çatışmalarla anımsıyoruz. O günleri hatırlayanların hafızalarında eminim hal...

Balkanlar’da sıcak çatışma potansiyeli olan ülkelerden biri de kuşkusuz Bosna-Hersek’tir. Bosna’yı 1990’lı yıllardaki yoğun çatışmalarla anımsıyoruz. O günleri hatırlayanların hafızalarında eminim hala pek çok yönüyle yer etmektedir. Her ne kadar Balkanlar ve çatışma denince ilk aklımıza gelen Kosova olsa da aslında Bosna-Hersek’te yaşanan çatışma sürecinin pek çok yönüyle daha fazla öne çıktığını düşünüyorum. Daha da gerilere gidersek; Varşova Paktı ve Doğu Blok’u günlerinde Sosyalist Yugoslavya çok etnili yapısına karşın Sırpların, Boşnakların ve Hırvatların politik olarak baskın oldukları bir yapılanmaydı. Doğu Blok’unun ve Yugoslavya’nın dağılmasından sonra- SSCB’nin dağılması da benzer sonuçlar yaratmıştır – eski sınır anlaşmazlıkları, etnik yapı, idari yapılanma gibi pek çok temel soruna bağlı büyük çaplı çatışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bosna-Hersek de etnografik çeşitliliğin olduğu demografik yapısıyla bu çatışmaların belki de en ağırını yaşadı. O günlerden bugünlere gelindiğinde Bosna-Hersek, 1990lı yıllara benzer bir çatışmanın içine girmek belki; ancak ülkede iç siyasi çekişme artmaya devam ediyor. Burada en önemli mesele Bosna-Hersek NATO’ya üye olma yolunda önemli somut adımlar atmaya başlaması diyebiliriz. Devlet Başkanlığı Konseyinde Boşnak üye olarak bulunan Beciroviç, bu konuda kararlı görünüyor ki Brüksel ziyaretinde bunu doğrudan NATO genel Sekreteri Stoltenberg’e iletmiştir. Beciroviç’in NATO üyeliği yönündeki adımlarına karşılık olarak Sırp lider Dodik, “NATO liderlerinin, sadece bir üyenin Devlet Başkanlığı Konseyinin görüşlerini ifade edemeyeceği ve bu konuda bir anlaşma olmazsa Bosna Hersek'i temsil edemeyeceği gerçeğini göz ardı ederek toplantının bu biçimine karar vermiş olmaları endişe vericidir,” İfade etmiştir. Bosna-Hersek’in iç siyasetinde görülen bu fikir ayrılığını uluslararası bağlamda önemli kılan unsur ise Ukrayna topraklarındaki Kremlin-Washington savaşıdır. Hatırlanacağı gibi, Sırbistan’la birlikte Bosna-Hersek’teki Sırplar da Kolektif Batının Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara karşı çıkmışlardı. Geçtiğimiz Nisan ayı sonunda, Bosna-Hersek Savunma Bakanı’nın, özellikle Sırp Bölgesi sınırları boyunca uluslararası güçlerin varlığını güçlendirme talebi kabul edildi. Bu da Batı ile Rusya çatışmasının diğer bir alanı olarak Balkanlar'ı ve özellikle de Bosna-Hersek’i işaret etmektedir. Yeni askeri operasyonların olası sahnelerinden biri olarak yakın gelecekte Bosna-Hersek’i görebiliriz.