Necmi Solmaz ve Sevda Arıkan Karşıyaka’da bir antika eşya dükkanı işletiyor. Abajur yaptıracak veya alacak bir yer bulamayınca...

Necmi Solmaz ve Sevda Arıkan Karşıyaka’da bir antika eşya dükkanı işletiyor. Abajur yaptıracak veya alacak bir yer bulamayınca kendileri abajuru yapmaya karar verir. Ardından Karşıyaka’daki işyeri ve eski koltuk başta olmak üzere antika eşya tamir atölyesinin serüveni başlar. Emekli subay olduğunu kaydeden Necmi Solmaz, 10 yıldır eşya topladıklarını ifade ederek, “Biz bu işe 10 yıl önce başladık. Bir abajur ihtiyacımız oldu, ama abajur yaptıracak ve abajur alabilecek bir yer yoktu. Kendimiz yapmaya karar verdik. Abajur yapmaya başladık. Abajur yaparken, gezerken önümüze güzel objeler görmeye başladık. O objeleri de topladık. Biz yaklaşık 10 yıldır topluyoruz. Hala daha da topluyoruz” dedi. Abajuru yaptıktan sonra eşyaların çoğaldığını kaydeden Solmaz, “Baktık ki bizim evde bunlar çoğalıyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce bir dükkan açalım dedik. Bostanlı tarafında bir dükkan açtık, fakat pandemiye rastladığı için orada iş yapamadık. Buraya taşınma kararı aldık. Evdeki eşyaların hepsini getirdik. Yine topluyoruz, yine alıyoruz. En iyisini yapmaya çalışıyoruz” sözlerine yer verdi. ORİJİNALİNE UYGUN TAMİR Abajur ustası olmadığının altını çizen Solmaz, “Ben emekli subayım. Fakat el yatkınlığım var. Daha sonra da öğrendim nasıl yapılması gerektiğini. Gomalak cila atölyesi, eski mobilyaları restore ediyoruz. Gomalak sentetik olmayan, doğal bir reçine cila. Antika mobilyaları onunla restore ediyoruz. Orijinaline uygun olarak, eski antikaları tamir ediyoruz” diye konuştu. Solmaz, 1840 ile 1950 arasındaki objeleri topladıklarını kaydederek, “1950’den sonraki eşyalara ‘retro’ deniyor. Onları da toplayacağım.. Fakat şu anda onlardan elimizde çok yok. Ama antika olarak var” ifadesine yer verdi. Ellerinde çok önemli objeler olduğunu kaydeden Solmaz, İznik çinisinin buna örnek olduğunu söyledi. Solmaz, “Değeri çok yüksek, o nedenle evde tutuyoruz Bir tane İtalyan heykelimiz var. Yaklaşık 55 santimetre boyunda. Dünyada yapan kişi bundan 11 tane yapmış, bir tanesi bizde. Tesadüfen bizim elimize geçti. Bunun yanında İngiliz mobilyalar var. İngiliz objeler, çoğunlukla ağırlıklı olarak İngiliz çalışıyoruz. Fransız da var, İtalyan da var” açıklamasını yaptı. İNSANLAR SATMAYA EĞİLİMLİ’ Daha çok orta sınıfın antika objelere ilgi gösterdiğini belirten Solmaz şöyle konuştu: Orta sınıf üstündeki insanlar bize ilgi gösteriyor. Şu bir gerçek herkesin göstermesini isterim. Geçmişe saygı bu. Keşke annelerimizin, babalarımızın kullandığı eşyaları biz saklayıp, sahip çıkabilsek. Evimizde sergileyebilsek. Ama öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, satma eğilimli. İnsanlar genellikle klasik değil de modern bir hayatı tercih ediyor. Onun için şimdi evdeki eski antikaları satma taraftarılar. Ederini buldukları zaman satıyorlar.” Klasik eşyanın daima daha kullanışlı olduğunu vurgulayan Solmaz, şu ifadelere yer verdi: Klasik eşyalarla pekala yaşanır. Hatta çok güzel yaşanır. Size bir örneğini anlatayım. Benim kızım bundan 7-8 yıl önce evlendi. Modern bir ev döşedi. Şu anda evi klasik. Eninde sonunda klasiğe dönersin. Çünkü klasik daha kullanışlıdır. Daha uzun ömürlüdür. Modern çok pahalı çünkü sürekli değişim ister. Klasik öyle değildir. Bir koltuğu alırsınız. Yıllarca onu kullanırsınız. Üstünü değiştirirsiniz, tamiratını yaparsınız, yine kullanırsınız. Çünkü eskiler bu işi daha iyi biliyorlarmış. Mobilya tasarımını, obje tasarımını, bir fincanın tasarımını. Şu anda eskilerin yaptığı incelikte fincan yapılmıyor.” VİKTORYAN’DA TEK USTA Antika dükkanındaki Viktoryan abajurlardan söz eden Solmaz, “İngiltere'deki Kraliçe Viktoria'nın tercih ettiği bir stil. İsmi oradan geliyor. Ama Türkiye'de şu an yapan yok. Dünyada da bunu yapan 10 kişiyi geçmez. Türkiye' de orijinaline uygun Viktoryan tarzda abajur başlığı yapan tek kişi de benim. Eski antika değişik objeleri gerçeğine uygun, değerini kaybetmeden tekrar hayata döndürüp, insanların abajur olarak kullanımına sunuyoruz” YAŞANMIŞLIK VE ZARAFET Sanat tarihi eğitimi aldığını söyleyen Ressam Sevda Arıkan da, antika eşya ve objelerin kendisi için çok kıymetli olduğunu kaydederek, “Tabii antika eşya objeler, benim için çok değerli. Yaşanmışlık var, bir zarafet var, bir incelik var. Görselliği muhteşem, kendi adıma söylüyorum. Yeni olan bazı şeyleri seviyorum. Ama antika ve eski eşya benim vazgeçilmezim, seviyorum çünkü” ifadelerini aktardı. Arıkan 3 yıl kadar öğretmenlik yaptığını belirterek, “Anneanne ve babaannemin evinde zaten antikayla iç içeydim. Abajurlar da hep yurt dışından gelirdi. Onların böyle romantik gece yanmaları beni çok etkilerdi. Küçük radyolar vardı, çocuk saati, arkası yarın gibi programları vardı. Bir romantizm o ambiyans beni hep etkilediği için bu tür şey oradan geliyor bana. Abajur olayı da öyle. Sonra Necmi ile tanışınca, o abajurun altlarını güzel yapıyor ve iyi usta. Başlığını yapmayı bana öğretti, ben de güzel bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Kusursuz bir şekilde” dedi.