Türkçenin en büyük halk ozanlarından Aşık Veysel’le ilgili bir yazıya yine onun dizelerinden “Beni hor gör...

  Türkçenin en büyük halk ozanlarından Aşık Veysel’le ilgili bir yazıya yine onun dizelerinden “Beni hor görme gardaşım”la başlık atmak istedim. Ama o doğa dizeleri de çok yakışıyor Türkiye’de önemli sanatçıların değerinin bilinmemesi üzerine çokça konuşulur. Sanırım Aşık Veysel’i bunun dışında tutmak gerekir. Evet, Sivas’ın kıraç topraklarından çıktı. Büyük çileler çekti. Ancak yaşarken de ölümünden sonra da anısı güçlü tutuldu. Ulu ozan elbette buna değerdi. Diğer yanıyla Aşık Veysel, bana Metin Erksan’ın 1951’de çekilen ama sansür tarafından kuşa çevrilen “Karanlık Dünya” filmini hatırlatır. Faşist Mussolini İtalya’sından 1939 yılında alınan dönemin sansür yasası Aşık Veysel’in hayatını anlatan bu filmi önce yasaklar. Yasaklama gerekçeleri arasında Sivas topraklarının kıraç halidir. Sansür gerekçesinde Türkiye’nin topraklarını verimsiz göstermek kabul edilemezdir. Bu sahneler çıkarılır ve yerine başka sahneler konur. Türkiye’nin ulu ozanı hakkında yapılan bu filmle ilgili engelleme sinemacıların toplumsal konulara eğilmesini engelledi. Şimdi türküleri ve şiirleriyle bu topraklara buğday başakları gibi bereket katan ozanın hayatına bakalım. Erksan’ın filmini yasaklayanların hiçbirinin adı bizde yok. Ama Aşık Veysel de öncü sinemacı Erksan da anılmaya devam ediyor. Çiçek hastalığının öldürdüğü çocuklar Âşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas Vilayeti'nin Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Şatıroğlu'ndan önceki soyadı Ulu'dur. Annesi Gülizar, babası "Karaca" lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi. Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Kendi anlatımına göre: « Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan. » Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı bağlamayla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı. 1930 yılında Sivas Maarif Müdürü olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer ile Kutsi Bey tarafından düzenlenen bir şairler gecesinde tanıştı. Kutsi Bey tarafından verilen destek ile birçok ili dolaşmaya başladı. SANATÇILARIN GÜNDEMİNDE Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970'li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok ve Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Âşık Veysel'in çocuklarından öğretmen olan Bahri Şatıroğlu, babasının yaşamını gün gün deftere almış ve pek çok çalışmaya kaynak kişi olarak katılmıştır. Ayrıca babasının saz ve söz geleneğini sürdürmektedir.DOSTLAR BENİ HATIRLASIN” Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı. 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda öldü. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı. Âşık Veysel ile ilgili yapılan araştırmalar içerisinde Kutlu Özen önemli bir yere sahiptir. Ölümünden sonra yüzünün kalıbının alınması sırasında orada bulunan kişilerden birisidir. "Âşık Veysel Selam Olsun Kucak Kucak" adlı eseri bir başvuru kitabı niteliğindedir. 1952'de senaryosunu Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun yazdığı, Metin Erksan'ın yönettiği "Karanlık Dünya" filminde Âşık Veysel de oynadı. Film, "Anadolu'daki ekinleri cılız ve kısa boylu gösterdiği için" yasaklandı.[kaynak belirtilmeli] Filmde "kaçan eşi Esma'nın çorabına para koyma" olayı gerçek olmamakla birlikte özellikle kadın hakları aktivistleri ve geniş halk kitleleri tarafından gündemde tutulmuş ve Âşık Veysel'in eserlerinde yansıttığı değerlerle ilişkilendirilmiştir. Gerçek ise köye tekrar dönen Esma'ya mağduriyet yaşamaması için ölümüne kadar destek olduğudur. OPERADA AŞIK VEYSEL 2014 yılının Kasım ayında Devlet Opera ve Balesi, Âşık Veysel'in ölümünün 41. yılı anısına onun türkülerinden yola çıkılarak hazırlanan, tek perdelik dans tiyatrosu "Dostlar Beni Hatırlasın" sahneye konulmuştur. 17 Kasım 2014 yapılan prömiyere onur konuğu olarak Âşık Veysel'in kızı Menekşe Süzer ve torunları Gündüz Şatıroğlu, Hayrettin Süzer, Nazender Süzer, Halil Süzer ve Gülizar Bulguer katılmıştır. Gösterinin rejisörlüğünü İhsan Bengier yaparken gösteride Almula Ersoy, Ayşegül Aydemir, Deniz Alp, Sevim Başol ve Müge Gündüz gibi isimler rol almıştır. Büyük halk ozanı Âşık Veysel’in yaşadığı Sivrialan köyündeki evi 1982 yılından itibaren Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Âşık Veysel’in kişisel eşyaları, sazları, fotoğraflar bulunmaktadır. Her yıl 16-21 Mart tarihleri arasında Şarkışla Sivrialan köyünde anma törenleri ve Âşıklar Bayramı düzenlenmektedir. Yaşarken adına dernek kuruldu Âşık Veysel Kültür Derneği, 1972 yılında Âşık Veysel Şatıroğlu'nun izni alınarak kurulmuştur. Derneğin amacı, halk ozanını bütün yönleriyle tanıtmak ve yaşatmak için sosyal ve kültürel faaliyetler yürütmektir. Dernek kurulduğu günden bu yana özellikle Âşık Veysel'in ölüm yıl dönümü olan 21 Mart haftasında anma programları düzenlemektedir. 1972'de kurulan derneğin faaliyetleri ülkenin siyasi değişimlerinden etkilenmiş ve zaman zaman kesintiye uğramıştır. Dernek bir dönem "Dost Dost" adında bir de dergi çıkarmıştır. 2015-2018 yılları arasında torunlarından Gündüz Şatıroğlu dernek başkanlığını yürütmüş bu dönemde başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere UNESCO, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve Ressam Funda İyce Tuncel ile birlikte kültür-sanat projeleri hayata geçirilmiştir. Projeler arsında Dostlar Beni Hatırlasın, Uzun İnce Yol, Renklerdeki Işık, Toprak Gibidir Veysel ve Bu Bendeki Aşk Olmasa yoğun ilgi görmüştür. Gündüz Şatıroğlu yine bu dönemde Âşık Veysel bibliyografyası hazırlanmasına katkı sağlamıştır. Âşık Veysel'in vasiyeti dikkate alınarak adının verildiği ilk eğitim kurumu olma niteliği taşımaktadır. Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlı olan kurum ortalama 700-800 öğrenci mevcudu ile öğrenime devam etmektedir. ÇİĞDEM DER Kİ Çiğdem der ki ben elayım Yiğit başına belayım Hepisinden ben alayım Benden ala çiçek var mı Al baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar Lale der ki behey Tanrı Neden benim boynum eğri Yardan ayrı düştüm gayrı Benden ala çiçek var mı Al baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar Nevruz der ki ben nazlıyım Sarp kayalarda gizliyim Mavi donlu gökyüzlüyüm Benden ala çiçek var mı Al baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar Sümbül der ki boynum uzun Yapraklarım düzüm düzüm Beni ak gerdana dizin Benden ala çiçek var mı Al baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar