Sosyal medyanın güzel yanları var, biri de işin ehline ulaşabilmek. Hala en etkili kitle iletişim aracı olan televizyonlar, programlara eskisi kadar nitelikli isimler davet etmiyor maalesef. İşini titizlikle yapanları elbette tenzih ederim; ancak diploması olmayan bir ismin yıllarca devlet televizyonu başta olmak üzere kanal kanal ailelere "öğüt!"verdiğini biliyoruz.
Neyse, şaklabanlara maruz kalmadan, sosyal medya şaklabanlarını da görmezden gelerek elbette, uzmanları takip edelim biz.
Gelelim asıl meseleye, çocuk gelişim uzmanları, sınıf öğretmenleri çocuklarla ilgili gözlemlerini, sorunları ve çözüm önerilerini paylaşıyor, izliyorsunuzdur.
Daha önce çocukların oyun kuramadığı, bugün oyun kuramayan çocuğun yarın iş kuramayacağını, yuva kuramayacağını anlatanlar vardı özetle. Öyle ya oyun hayatın denemesi.
Bugün de ebeveynlerin ellerine tablet ve telefon tutuşturduğu pırıl pırıl çocukların zamanla nasıl söndüğünü anlatan paylaşımlara dikkkat çekmek istedim.
İlkokul öğretmeni Sertaç Araz, 1.sınıf sıralarının "özel eğitim" sıralarına dönüştüğünü, geçen yıllara kıyasla daha fazla çocuğun öğrenme güçlüğü yaşadığını anlatıyor.
İlerleyen yıllarda ülkeyi ileri taşıması beklenecek parlak zekaların da geriden gelen kalabalık içinde kaynadığına dikkat çeken Araz, bu seviye farklarının öğretmenleri yorduğunu da belirtiyor. Evdeki ekran süresi alışkanlığının mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen duyarlı öğretmen, öğrenme güçlüğündeki artışın nedenlerinin araştırılmaması halinde, gelecek yıllarda tehlikenin büyüyeceğini vurguluyor. Tespit gibi tespit. İnstagram videolarını mutlaka izleyin derim... Yetkililer de izler umarım. Çünkü her zaman işin mutfağından gerçekleri duymaya ihtiyaç var.