Her bir acıda ‘Bundan daha büyük ne olabilir ki?’ diye düşünmeden edemiyorum ancak insanız ya her seferinde daha büyük acılarla karşılaşıyoruz… Tanımımız insan, taşıdığımız can ise gerçekten bir nefeslik…
Üç gündür düşünüyorum, başım önümde, içim içime sığmadan… Vardığım pek sonuç olduğu söylenemez… Beynim almıyor, idrak edemiyorum… Biz gerçekten ne yaşıyoruz?
Sömestir tatili… Herkes mutlu, herkes heyecanlı… Yorgunluklar da binmiş üzerimize… ‘Ah’ diyoruz, ‘Ne güzel bir ara, hepimize iyi gelecek…’ Umutlarımız var, hayallerimiz ve heyecanlarımız… Sonumuz olacağını bilmiyoruz, yitip gideceğimiz aklımıza bile gelmiyor…
Hazırlanıp çıkıyoruz yola, çoluk çocuk… Hepimiz hak ettik çünkü küçük de olsa bu tatlı arayı… Bembeyaz karlara ulaşacak, biraz üşüyecek ama çok eğleneceğiz… En fazla kahkaha atmaktan sesimiz kısılır, değil mi? Beyaz kar düşümüzün kızıl alevlere teslim olacağı, soğuk ne ki ateşler arasında kalacağımızı, boğazımızın kara dumandan kuruyup tıkanacağını bilmiyoruz, kaçamayacağımız aklımıza bile gelmiyor…
Mutlulukla rezervasyon yaptığımız otelin mezarımız olabileceği inanın hiç aklımıza gelmiyor-du…
Ne yazık ki artık gelecek…
78 can…
78 hayat…
78 gelecek…
Binlerce hayal, umut…
Tabii arkada milyonlarca gözü yaşlı insan… İnanın acıdan o kadar kavruldum ki kızamıyor, kime ne diyeyim onu dahi bilemiyorum. İnsanlar uyurken öldü, aileler yok oldu, evlatlar yitip gitti…
Öpüp kucaklayıp tatile gönderdiğin sıra arkadaşın gitti…
MEV Güzelbahçe Koleji’nde yan sınıfımızdan güzeller güzeli Pera gitti, annesiyle…
İzmir’de bir diğer canımız Alya gitti, annesiyle…
Gencecik sporcumuz Vera gitti, annesiyle…
Türkmen ailesi gitti; Nedim Türkmen, Ayşe Neva Türkmen, Ala Dora Türkmen, Yüce Ata Türkmen…
Prof. Dr. Atakan Yalçın yine ailesiyle birlikte…
Daha birçok okuldan, birçok öğrenci… Birçok genç, kadın, erkek, çocuk…
Ne söylenebilir ki…
Bir yas içindeyiz…
Belki bir karne hediyesi olan tatilde, gencecik hayatları, aileleri, yaşanabilecek güzel anları, yarınları ve yarına güvenimizi kaybettik… Tabii bir de insana inancımızı…
Bir yanda hayata kor düşmüşken bir yanda kayak yapanları…
İnsanlara yardıma koşan AFAD gönüllülerinden dinlenecek yer için para isteyenleri…
‘Sen suçlu-O suçlu’ diye kavga edenleri…
Hiçbir şey olmamış gibi gülüp eğlenenleri görünce insana inancımızı kaybettik…
Şimdi soruyorum: Ne yapsak söner bu yangın?
O canlar geri gelir mi?
Yakınlarını kaybedenlerin acısı diner mi?
Sönmez, gelmez, dinmez…
İnanın ölüme rezervasyon yaptırdığını hiç kimse bilmez, bilemez…
Allah hiçbir anne babaya, çocuğunu gözlerinin önünde kurtaramamayı, o çaresizliği yaşatmamalı… Hiçbir evlat, böylesine anne babasız kalmamalı…
Belki söyleyecek daha çok şey var ama…
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, tedavi görenlere de acil şifalar dilerim…
Başın sağ olsun Türkiye…