Olması gereken, bir sendikanın faaliyet alanında bulunan çalışanların hakkını hukukunu arayan bir sivil toplum kuruluşu olması. Siyaset ise, ülkeyi yönetmek için kurulmuş olan partiler ve bu partilerde görev almış olan kişilerin yaptığı faaliyetler. Sendikaların çalışanların haklarını almak için siyasilerle görüşmesi, çalışanlar için talepte bulunması, yada siyasilerin yaptıkları olumlu iş ve işlemlerde övmesi, veya siyasilerin çalışanlara karşı olumsuz girişimleri karşısında tepki göstermesinden daha doğal bir durum olmaz. Yani, siyasi parti liderleriyle sendikacılar görüşmek zorundadır. Çünkü ülkeyi yönetenler siyasi partilerdir. Sıkıntılı olan ise, bazı sendikaların bazı siyasi partilerin kontrolü altında olmasıdır. Bir sendikanın kuruluş gerekçesi bir siyasi partiye destek vermek ise, o sendikanın sendikacılık yapabilmesi mümkün değildir. Bu gün ülkemizdeki bazı sendikalarda olduğu gibi. Bu günlerde de, ülkemizde bir seçim süreci yaşanıyor. Ve maalesef bazı sendikalar daha doğrusu sendika yöneticileri alanlarda siyaset yapıyor. Ve bu yöneticiler hiç sıkılmadan açık bir şekilde kamuoyunun önünde de yaptıkları işin doğru olduğunu da ifade edebiliyorlar. 

ETİNDEN VE SÜTÜNDEN

Neden böyle yapıyorlar derseniz, çünkü destek oldukları siyasi partinin iktidar partisi olması, kendilerini güçlü görmeleri, ne yaparsam yapayım bana bir şey olmaz düşüncesi kendilerine bu cesareti veriyor. Kendilerine destek verilen siyasi partiler ise, bu durumdan oldukça hoşnut. Yaptıkları yanlışlarda eleştiren, yargılayan, sorgulayan yok. Hem etinden hem sütünden faydalandıkları kontrolleri altında sendikaları var. Daha ne istesinler. Düşünseniz ya; memur sendikalarının üyelerine sendika tazminatı adı altında ödenen  ücretin ödenebilmesi için, bir iş kolunda çalışanların yüzde 2’sini üye yapma şartı konularak, çalışanların yüzde 2’sinin altında üyesi olan sendikaların üyelerini 300 TL üzerinde, azda olsa aradaki fark  ücreti vermeyerek mağdur ediyorsunuz,  çıkardığınız kanunun iptal edilebilmesi için başvurulabilecek tek merci olan Anayasa Mahkemesi’ne gidebilecek tek siyasi partinin de ana muhalefet partisi olmasından dolayı Anayasa Mahkemesine ana muhalefet partisi olarak CHP  gidiyor ve karar iptal ediliyor. Yüzde 2 barajını getirerek memurlar arasında adaletsizlik oluşturan, bu güne dek iktidara karşı neredeyse hiçbir eylem yapmamış olan 11 iş kolunun 11’inde de yetkili olan sendika ana muhalefet partisinin önüne giderek eylem yapıyor. Demiyorlar ki, biz iktidara baskı yaparak memurlar arasında adaletsizlik yaptık. Yargı bu kararı iptal etti. Demezler. Çünkü, bu güne dek iktidarın gücünü ve bürokratları kullanarak dünyada bir örneği daha olmayan şekilde hızla büyüyen sendikanın adaletle, hak aramakla bir derdinin olduğunu düşünmüyorum. Olması gereken hiçbir sendikanın hiçbir siyasi partinin kontrolünde olmamasıdır. Ancak, bu gün gördüğümüz manzara maalesef çok kötüdür. Elbette sendika yöneticilerinin kendilerine ait siyasi düşünceleri olacaktır. Bu siyasi görüşlerini alenen ulu orta konuşmaları ve sendikalarını siyasi partinin kontrolüne bırakmaları asla ve asla kabul edilemez.