Aslında Cemil Türk'ün başarısından bahsetmeyi düşünüyordum bu yazıda; ama 1 Mayıs düzenlemesi diyelim, bugün işçilerimiz ve emeğin sömürüsüyle ilgili dertleşelim. Genç Cemil'in başarısı, bir sonraki yazıya kalsın. 

Meydanları dolduran isyankar yürekler hep bir ağızdan seslendi, "Bu düzen değişecek" diye. Hangi düzen bu? Çocuk işçileri görmezden gelenlerin, iş cinayetlerini ciddiye almayanların, iş güvenliği için gerekli tedbirleri almayanları koruyanların, açlık sınırında, zorunlu fazla mesailerle uzun saatler mobing altında çalışanları duymayanların düzeni... 

Artık hemşireler hem hemşire hem sekreter hem temizlik görevlisi... Muhasebeciler günde birkaç saat muhasebeci... Onlar mesai arkadaşlarının servis şoförü, patron bir yere gidecekse makam şoförü, dışarıdan alınacaklar varsa ofis boy... Bu düzen değişmeli diyenler haksız mı, öfkeleri yersiz mi? 

Emeğiyle, alın teriyle çalışan herkesin beklentisi aynı. İnsani çalışma şartları, liyakat, insanca yaşayacak maaş ve saygı.  Eklentilerimiz me kadar temel düzeyde değil mi. 

Çünkü açız, çünkü saygı görmüyoruz, çalışacağız diye insanlıktan çıkıyoruz. Dinlenmeye, aile ile eğlenmeye vakit de yok para da. Barınma, beslenme gibi temel gereksinimleri karşılayabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Eğitim, kişisel yetenekler asla takdir görmüyor. Alkışlanan çok başka özellikler var. 

İşini layıkıyla yapanları tenzih ederim; ama lütfen çoğu işyerinde en çok kimlerin takdir topladığına bir bakın. Arkadan iş çeviren, çıkarcı, dedikoducu, iş arkadaşlarını satmaktan çekinmeyen ne kadar tip varsa başüstünde. Bunlardan değilseniz kavga, kıyamet her gün bir savaş... Ne yaptığınızın değil, nasıl pazarladığınızın parladığı neocahiliye dönemi! 

Sektör ne olursa olsun, kendi işi dışında birçok işi aynı anda yapıp "vasıfsız işçi ücreti" yani daha düşüğünü veremezsin ücreti olan, asgari ücret alan milyonların sırtında ülke.

Bu milyonlar ekonomiyi sırtlarken çocukları ya ninelerde dedelerde ya da   yarım yamalak doyduğu kreşlerde. İşçinin kendisi gibi kreş çağı çocuğu da güvende değil elbette. 

Kendileri aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyenlerin üç kişinin işini bir kişiye yıktığı bugünler geçecek diye umuyorum. İşçiler iktidar olur mu bilemem; ama adil bir çalışma sistemi kuracak bilgili ve vatan sevgisiyle dolu siyasileri göreve davet ediyorum.