Ülkemizde Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 81 ilde “Tek Acil Çağrı Numarası” projesinin çalışması 2005-2020 yılları arasında yapılmış, Acil Çağrı Merkezlerinin binaları altyapısı ve istihdam edilecek personeli tamamlanarak tek numara uygulaması telefonu olarak 112 kullanılmaya başlanmıştır.
Önceki yıllarda kendilerine ait acil çağrı numaraları olan “Polis İmdat-Jandarma İmdat-Sahil Güvenlik-Yangın İhbar-Sağlık İmdat-Orman Yangın İhbar – AFAD” kurumlarının da kendilerine ait numaraları acil hallerde ulaşılma imkânı olan tek numara 112 üzerinde birleştirilmiştir.
Bu düzenleme ile önceki yıllarda 112 numarası çevrildiğinde, doğrudan 112’den ambulans isteyebilen vatandaş, tek acil çağrı numarası sistemine geçilmesi ile birlikte karşısına ilk çıkanın sağlık çalışanını değil, acil çağrı karşılama personeli bilmelidir.
Dolayısıyla 112’yi arayan kişiler ön çağrı biriminde sağlık çalışanı olmayan çağrı karşılayıcıya; adını, soyadını, adresini ve arama gerekçesini belirterek, bağlanacağı birime aktarılmaktadır. Yani Ambulans mı istiyor? Polis mi istiyor? Jandarmaya mı ulaşmak istiyor? Sorununu beyan ederek, bağlanacağı yeri talep etmesi gerekmekte olup, ancak ikinci aşamada bağlanması gereken bölüme bağlanabilmektedir.
Vatandaş, telefon aktarıldıktan sonra tekrardan; adını, soyadını, adresini ve arama gerekçesini belirterek talebini iletmektedir. Genel itibarıyla, 112 aramalarının acil olmasından dolayı zaman yani zamanla yarışmak oldukça önemlidir. Geçen her bir saniye bile, bir vatandaşımızın canına mal olması yüksek ihtimaldir.
Bu arada 112 Acil çağrının tarihsel gelişimini kısaca değinmekte yarar vardır.
Anadolu’da yaralı veya hasta taşıma hizmetlerinin ilk olarak Osmanlı Devleti döneminde askerler tarafından kullanılan ve bugünkü Kızılay’ın alt yapısını oluşturan Hilal-i Ahmer’in at arabalarını kullanmasıyla başladığı ifade edilmektedir. Sonrasında ise motorlu araçların kullanılmaya başlamasıyla birlikte, teşkilatlanmaların belediyeler tarafından, ayrı ayrı yapılan ambulanslı acil sağlık hizmetleri ile sunulmaya çalışıldığı görülmektedir.
Süreç, 1985 yılında Ankara Numune Hastanesi bünyesinde kurulan “Hızır Acil Servis” ile daha da organize bir hale getirilmiştir. Ertesi yıl “077” numarasıyla telefonlardan ulaşılabilen ambulans ve hastane öncesi acil sağlık hizmetlerini sunan “Hızır Acil Servisler” Ankara, İstanbul ve İzmir’de faaliyet göstermeye başlamışlardır. Telekom alt yapısında değişiklik olması nedeniyle 1991’de “077” yerine “112” numarası kullanılmaya başlanmıştır.
Takip eden 10 yıl içerisinde 112 numarası sağlık çağrı hattı olarak kullanılmış, sonrasında Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 112 numarasının ulusal kapsamda tek acil çağrı numarası olarak tahsis edilmesine karar verilmiştir. Proje çalışmasına 2005 yılında başlanmış, ilk olarak 2009 yılında pilot il olarak seçilen Antalya’da 112 “Tek Acil Çağrı Numarası” kullanılmaya başlanmıştır.
Adı üzerinde 112 ACİL numarasını arayan vatandaşın derdini iki kez ard arda anlatması, hem vatandaşı germekte, hem de zaman kaybına sebep olmaktadır.