Yukarıdaki tarih bir işgal hadisesini hatırlatması dolayısıyla olumsuz gibi görünse de aslında şu an üzerinde yaşadığımız toprakların kurtuluşunun fitilini ateşlediği için önemlidir. Nitekim 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan anlaşma Osmanlı Devleti için bir yok oluş belgesiydi. Bu belge ile Osmanlı Devleti ordularını terhis ediyor, bu yetmiyormuş gibi birde silahlarını teslim ediyordu.
Ülke olarak büyük bir çıkmazın içerisine girdiğimiz o günlerde Mustafa Kemal Atatürk ve beraberindeki kadro milli mücadeleyi başlatmak gayretiyle çeşitli genelgeler yayınlamak ve kongreler toplamak suretiyle 30 Ekim’deki anlaşmaya muhalefet etmeye başlamışlardı. Bu durum Anadolu’da milli bir hareketin oluşmasını sağladı. Fakat bu hareket her ne kadar olumlu olarak görülse de İtilaf Devletleri’nin tepkisini çekmiştir. Çünkü onlara göre yapılan protesto girişimleri ve toplanan kongreler Mondros Ateşkes Anlaşması’na ve dolayısıyla kendi çıkarlarıyla çelişmekteydi. Bu durumda harekete engel olmak gerekiyordu.
Osmanlı bürokrat ve yöneticilerinden bir itilaf grubunun haklı olduğunu savunsa da çoğunluk buna karşıydı. Bu yüzden İtilaf Devletleri’nin yaptığı uyarılarda ciddiye alınmamıştı. Bu yüzden itilaf kuvvetleri İstanbul’u işgal ederek Anadolu’daki hareketi durdurmak istediler. Süleyman Nazif, Hadisat Gazetesi’nde yazdığı “Kara Gün’’ adlı yazısıyla yapılan askerî harekâtı eleştirmişti. O dönemin basını da yapılan işgal konusunda hem fikir değildi. Bazı basın organları işgali haklı göstermeye çalışırken diğer bir grup bunun Wilson İlkeleri’ne aykırı olduğunu gerekçe göstererek karşı çıkmıştı. Hülasa itilaf güçleri İstanbul işgalini yaptıkları bazı duyurularla yumuşatmaya çalışmışlarsa da kendilerine karşı gelenleri sürgün etmeleri veya çeşitli şekillerde cezalandırmaları İstanbul’da bulunan bazı önemli devlet adamlarını milli mücadeleye destek verme konusunda ikna etmiş böylece söz konusu devlet adamları Ankara’ya giderek mecliste görev almış böylece milli mücadelenin kazanılmasında önemli siyasal figürler olmalarını sağlamıştır.
İstanbul semalarında bir kara örtü gibi serilen itilaf ordusuna ati sesler her ne kadar olumsuz gibi görünse de bu günkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında önemli bir rol üstlenmiştir.