Hani harekette bereket vardır denir ya. Küçük bir aksiyon alırsınız ve sonucun nereye uzanacağını öngöremeden beklemeye başlarsınız. Durgun bir göle bir parça taş atmışsınızdır ve dalgaların büyüyerek gölü kaplamasını, titreşimleri seyredersiniz. Terapilerde de bir kişinin kendi kendini en çok ikna etmeye çalıştığı yer de burası bence. Şimdi ben bir harekette bulunacağım ve her şey değişmeye başlayacak öyle mi?

Evet öyle…

Nasıl olabilir?

Öncelikle zihninizde alışık olduğunuz ve her zaman devam ettirdiğiniz bir örüntü olduğunu düşünelim. Her sabah aynı yerden hayata başlıyor ve gün sonunda aynı kapanışı yapıyor olun. Aynı şeyleri düşünerek örüntünüzü günden güne katlamaya ve her seferinde daha büyüterek yaşatmaya devam ediyor olun. Bu zincire, farklı bir düşünce tohumu bırakıldığında bahçenizde daha önce hiç görmediğiniz bir hareketlilik oluşmaya başlar. Bitkilerin arasında nasıl bir iletişim ağı var ise ve biz onları göremiyorsak, zihnimizde örüntüyü değiştirecek küçük tohumların yarattığı etkiyi de hemen göremeyebiliriz. O tohumun kendini toprağın üzerine çıkarması muhteşem bir güç gerektiren ve zorlayıcı bir durumdur. Aynı düşüncelerimizin kendini açığa vurabilmesi gibi.

UFAK BİR HAREKET

 Düşünce tohumu kendini toprağın üzerinden göstermeye başladığında hareket etmek isteriz. Nereden başlayacağımızı bilemediğimiz bu hareket istemi aslında bizi örüntüyü değiştirmeye itecektir. Bazen de toprağın altından kendini tam olarak gösteremeyen bir tohum için toprağı biraz aralamak ve onu güneş alan bir yere koymak ona iyi gelecektir, bunu biliriz. Zihnimizdeki patlamaya hazır olan durumlar için de böyle değil midir? Değişimin geldiğini hissedersiniz, tam olarak nereden geleceğini kestiremezsiniz. Aslında taşı suyun neresine attığınız çok da önemli değildir. Taş suda her zaman bir dalga etkisi yaratacaktır. Hayatınızda da öyle. Aldığınız ufak bir hareket dalga etkisiyle farklı ektiğiniz düşünce tohumlarını da aralayacak ve gün yüzüne kavuşturacaktır. İşinizle ilgili bir değişim yapmak istiyorsunuzdur ancak neresinden başlayacağınızı kestiremiyorsunuzdur. Tohum henüz gün yüzüne çıkmamıştır. Sonra sosyal ortamda bir hareketlilik olur, sizde dahil oluverirsiniz mesela. Konuşulan bir kelimeden, başka birinin eklediği bir cümleden, algıladığınız bir sinyalden hatta evinize dönüyorken yaşadığınız bir duygudan aklınıza bambaşka bir şey geliverir. İşte, daha önce ektiğiniz tohumun gün yüzüne kavuştuğunu gördünüz. Artık tohumu koca bir bitkiye çevirebilir, bütün gölde dalgaları izleyebilir ve örüntünüzün nasıl değiştiğini seyretmeye başlayabilirsiniz. Hareket etmekle gelen bereket bazen bu kadar küçük görünebilir. Mucizeler ve değişimlerden bahsederken hep çok büyük ve anlamlı olmalarını bekleriz.

Peki ya öyle değilse? Ya bugünün tohumu, anlık gelen o ‘acaba’ hissi çoktan bir mucizeyi beraberinde getiriyorsa? Ve siz bunu bir süre sonra fark edecek olsanız…

Bugün, nelerin mucizelere dönüşme potansiyeli olduğunu görmek için çok güzel bir gün.

Keyifli haftalar dilerim…