Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin önemli temsilcilerinden, dijital habercilikte kısa sürede markalaşmayı başaran, birçok deneyimli gazeteciyle gündem yaratan haberlere imza atan Gazete Duvar yayın hayatına son verme kararı aldı.

Gazete Duvar’ın sahibi Vedat Zencir, kararı çalışanlarına duyurarak bir veda konuşması yaptı. Gerekçenin ekonomik sebepler olduğunu söyleyen Zencir, ‘Lütfen başlığı 'kapatıyoruz' diye atmayın, 'donduruyoruz' diye atın’ dedi.

Sona bağlanan her hikaye gibi Gazete Duvar’ın ‘son’ kararı medyayla haşır neşir olan, gündemi takip etmek için ana akımın dışına çıkma mücadelesi veren herkesi derinden üzdü.

Gazete Duvar’ın benim için yeri ayrı. 2019 yılında o ana kadar okuyucusu olduğum, uzaktan uzağa takip ettiği mecra ile bir araya gelme fırsatı bulmuştum. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve IFJ ortaklığı ve AB’nin finansal desteği ile organize edilen Turkey Human Rights Based Journalism Fit forthe Digital Age Projesi kapsamında verilen medya eğitimlerinde toplumsal cinsiyet konusunda Gazete Duvar haber merkezinde eğitmenlik yapmıştım. İnternet haber sitelerinin her geçen gün değiştiği, geliştiği ortamda tık tuzağına düşmeden sorunlu alanlarda haber yapabilme cesaretini gösteren bir mecraydı Gazete Duvar. Her şeyin birbirinin aynısına dönüştüğü, ajanslardan gelen haber metinlerinin noktasına, virgülüne, hatasına dokunulmadan yüzlerce mecrada aynen yayınlandığı şu günlerde özel içeriğin, farklılaşmanın, ihtisaslaşmanın önemini gösteren bir yerdi Gazete Duvar.

HAK KAYBI

Daralmadan, küçülmeden nasibini alan son durak olarak bu kez formül küçülme ya da daralma değil ‘dondurma’ olsa da onlarca kişi işsiz kalacak, düzeni bozulacak. Maddi ve manevi etkilerin yanı sıra medya sektöründe yaşanan bu krizler toplumun haber alma hakkına vurulan darbeden başka bir şey değil.

Doğruya, toplumu ilgilendiren sorunlara, çözüm önerilerine ya da sesini duyurmak isteyen tüm ötekilerin kendine yer bulabildiği bir mecra sessiz sedasız ortadan kalkarken küçücük satırlarda yer alan tüm kesimlerin önemli bir penceresi sonsuza kadar kapatılmış oldu.

Medyadaki bu körelmenin talepkâr olması gereken tüketiciler yani okuyucular açısından da sorgulanır ve eleştirilebilir olması gerekiyor. Klavye başından verilen vaatler ve umut dolu mesajların yerini başta yerel medyanın desteklendiği, haber yapma mücadelesi veren mecralara somut desteklerin alması şart.

Her şeye rağmen haber yapmak, haberi yayınlamak için zor koşullarda mücadele veren az sayıdaki mecraya sahip çıkmak biz okuyucuların görevi. Dijitalleşmeyle gelen demokratikleşme parası olmayanın görünmediği bir algoritmayla hepimizi zehirlemek için tetikte bekliyor.