Otomobil endüstrisindeki ‘elektrik’ dönüşümü dünyanın sürdürülebilirlik, karbon ayak izi ve çevre gibi kavramları çok daha sık gündemde tuttuğu şu günlerde büyük bir hızla devam ediyor. Gelişmiş Avrupa ülkelerinin 90’ların sonundan itibaren hayatlarına dahil ettiği bu gelişim Türkiye’ye görece geç gelmesine rağmen ivme kazanmaya devam ediyor.
TOGG girişimi ile hiç ulaşamayacağı düşünülen hanelere kadar ismini duyurmayı başaran elektrikli araç teknolojisi özellikle büyük şehirlerde hatırı sayılır biçimde yaygınlaşıyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) şubata ilişkin "Şarj Hizmeti Piyasası Aylık İstatistikleri" raporuna göre, şarj istasyonları toplam kurulu gücü1966 megavata, toplam soket sayısı 28 bin 79’a, elektrikli araç sayısı ise 207 bin 989'a ulaştı.
Çin’in dünya elektrikli araç piyasasını domine edip, Avrupalı otomobil devlerini farklı stratejiler bulmaya zorladığı şu günlerde trafikte her geçen gün daha fazla elektrikli araçla karşılaşıyoruz.
Alışveriş merkezleri, hastaneler, toplu konut siteleri, otoparklar, oteller ve marketler gibi birçok noktada kurulu olan elektrikli araç şarj istasyonları konusunda ise yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Birçok şehirde birbirine yakın konumda açılan farklı markalara ait şarj istasyonları farklı lokasyonlardaki ihtiyacın dağıtılması ve dengeli yayılım göstermesi için yönetime ihtiyaç duyuyor.
Türkiye’de henüz bu konuda ciddi bir mevzuat oluşmadığından elektrikli araç şarj istasyonlarının kurulumu ile ilgili tüm strateji alanda faaliyet gösteren firmalara bırakılmış durumda. Planlamayı firmalara bıraktığınızda ortaya çıkan sonuç ise çok şaşırtmıyor.
DENGESİZ DAĞILIM
İstanbul, Ankara ve İzmir’de araç yoğunluğunun fazla olduğu belirli bölgelerde şarj istasyonu sayısının fazlalaştığı, belli ilçelerde ise neredeyse hiç şarj istasyonu olmaması bu konuda ihtiyaca yönelik bir planlamanın yapılmadığını çok net biçimde gösteriyor.
Bir yılı aşkın süredir elektrikli araç kullanan biri olarak hem kişisel gözlemim ve alanda yaptığım araştırmaya göre İzmir’de bile elektrikli şarj istasyonlarının ciddi anlamda dengesiz dağılımına rastlamak mümkün.
İkametimin olduğu Karşıyaka ilçesinde alışveriş merkezleri, toplu konutların olduğu siteler, belediye tesisleri, katlı otoparklar ve süpermarketlerin birçoğunda elektrikli şarj üniteleri bulunuyor.
Karşıyaka’dan Buca ilçesine geçtiğinizde ise elektrikli şarj istasyonu bulmak neredeyse imkansıza dönüşüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN otoparklarının neredeyse tamamında elektrikli şarj ünitesi hizmeti veriyor. Sayıları yetersiz olsa da ve çoğu zaman arızalı olsalar da bu vizyon oldukça önemli.
Ancak özellikle otoparklarda hızlı şarj ünitelerinin kurulması şart. Ayrıca nüfus yoğunluğunun olduğu mahallelerde parklara elektrikli şarj istasyonlarının kurulmasının belediyeler eliyle teşvik edilmesi gerek.
İzmir'de daha güvenli, temiz, erişilebilir ve uygun hareketliliği sağlayarak yaşanabilirliğe ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunmayı amaçlayan Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı – SUMP İzmir’de de öne çıkan başlıklardan biri olan İzmir her şeye rağmen Türkiye’deki diğer şehirlerle karşılaştırıldığında görece iyi diyebiliriz.