TÜİK, Kasım ayı tüketici fiyat endeksi verilerini yayımladı. Buna göre fiyatl...

  TÜİK, Kasım ayı tüketici fiyat endeksi verilerini yayımladı. Buna göre fiyatlar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,31 artarak 3 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Aylık yüzde 3,51 oranında artarak Eylül 2018’den bu yana en hızlı yükselişini gerçekleştirdi. Ekonomistler ise Kasım’da yaşanan dövizdeki kur artışının henüz fiyatlara tam olarak yansımadığını ifade ediyor. Diyorlar ki, üretici enflasyonundaki artış tüketici fiyatlarını tehdit etmeye devam ediyor. Buna göre üretici fiyat endeksi kasımda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 54,62, aylık bazda artış ise yüzde 9,99 olmuş. Bu rakamların ardından tüketici fiyat endeksiyle üretici fiyat endekslerindeki yıllık artış hızları arasındaki fark da bir kez daha rekor seviyeye yükselmiş. TÜFE-ÜFE arasındaki makas ise 33,31 puana çıkmış.Temel gıda maddelerinde bile yüzde 50-80 fiyat artışlarının olduğu bir ortamda TÜİK’in yüzde 21 enflasyon hesaplamasını anlamak mümkün değil. Sokaktaki vatandaş TÜİK’in hesaplamalarını gerçekçi bulmuyor. Ancak asıl merak edilen hesaplamayı yapan memurlar ve açıklayan siyasiler rakamlara inanıyor mu? Yüksek enflasyonun olduğu ortamda faturayı ödeyenler her zaman olduğu gibi sabit ücretliler. Yani işçi, memur, emekli başta olmak üzere dar gelirliler olan küçük esnaf ve çiftçiler de bu kervana katılıyor. Her geçen gün alım gücü düşen, fakirleşen bu kesimler çıkış yolu bulmak için çırpınıyor. Açlık sınırı altında maaş alan pek çok emeklimizin yanında sabit ücretlilerin pek çoğu da maalesef yoksulluk sınırının altında maaş almaktadır. Her geçen gün maaşı eriyen memurların son 10 yılda kaybı neredeyse yüzde 50. Maaş artışlarında mevcut hükümet ile masaya oturan yetkili sendika, her iki yılda bir ağustos ayında yapılan toplu sözleşmelerde tiyatro oynamaya devam ediyor. Toplu sözleşmede oynanan tiyatronun son perdesini 2021 Ağustos’ta birlikte izledik. 2021 Temmuz’da yüzde 18.95, Ağustos’ta yüzde 19’un üzerinde enflasyonun olduğu ortamda yüzde 21 ve 17 zam isteyen yetkili sendikaya 2022 için ilk 6 ay için yüzde 7, ikinci 6 ay için ise yüzde 5 zam büyük memnuniyetle imzalandı. Toplu sözleşme imzalanalı henüz üç ay geçti, baktılar ki aldıkları maaş zammı üç ayda erimiş, yok olmuş. Bu günlerde panikleyen yetkili sendika ek toplu sözleşme protokolü talep ettiklerini yüksek sesle dillendirmeye başladı ancak ne kadar zam istedikleri belli değil. Amaç memurun gazını almak. Hükümet sözcüsü Sayın Numan Kurtulmuş ise memur ve memur emeklilerine yüzde 30-35 arası zam yapılacağını açıkladı. İyi, güzel de, ne zaman? Nasıl? Ne kadar süre içerisinde olduğunu açıklamadı. Sonuçta 2022 ve 2023 yılları içerisinde verilecek zammı sanki 2022 Ocak’ta verilecekmiş algısı yaratarak açıklama yapmak, devletimizi yöneten yetkililerimize yakışmadı. Sayın Sağlık Bakanımız’ın ‘Doktorlarımıza 2500-5000 lira arasında zam yapıyoruz’ diye açıklama yapıp pek çok vatandaşımızın doktorlarımıza ‘Hadi yine iyisiniz 5000 lirazam aldınız’ ifadeleri karşısında kendini anlatamayan doktorlarımız gibi... Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değsin.