"Milli ekonominin temeli tarımdır. " Mustafa Kemal Atatürk Ülkemizde, geçtiğimiz yıllarda karşılaşmadığımız hortumlar, kum fırtınaları, karsız g...

"Milli ekonominin temeli tarımdır. " Mustafa Kemal Atatürk Ülkemizde, geçtiğimiz yıllarda karşılaşmadığımız hortumlar, kum fırtınaları, karsız geçen kışlar, dolu yağan yazlar ve yağmursuz baharları yaşamaya başladık. Bunların sebebi ise tüm dünyayı etkileyen küresel iklim krizi. Uzmanlar önümüzdeki yıllarda sıcaklık ortalamasının 1.1 ile 1.7 derece, 2050 yılına gelindiğinde ise 2.5-3 derece civarında artacağını ifade ediyor. Daha vahim olan ise bu yüzyılın sonundaki artışın 6 dereceyi bulabileceği bekleniyor. IPCC (The Intergovernmental Panel on Climate Change) senaryolarına göre Türkiye’de 2021-50 arasında öngörülen sıcaklık artış derecesi 2-3 derece iken 2071-2100 arasında öngörülen sıcaklık artış derecesi 3-7 derece arasında olacak. Günümüzde krizin ilk etkileri özellike Anadolu’da kendini göstermeye başladı. Gereken önlemler erken zaman alınmazsa gelecek yıllarda Türkiye’nin tüm bölgelerinde gerçekleşecek iklim değişiklikleri ile tarım ve gıda sektöründe telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkacak. Ülkemizde son yirmi yıllık süreçte sulamada kullanılan toplam yüzey suyu miktarı yüzde18 (Devlet Su İşleri verileri) artarken toplam tarım alanı yüzde 15 (Türkiye İstatistik Kurumu verileri) küçülmüştür. Kuraklığın önlenmesi amacıyla tüm dünyada susuz tarım uygulamalarının gündeme alınması doğrultusunda ülkemizde de bu konuya gerekli önem verilmelidir. Türkiye, iklim değişikliği ve beklenenden farklı iklim olaylarında tarım ve tarıma bağlı sektörler bazında dünyanın en hassas bölgeleri arasında yer almaktadır. Uygulana yanlış politikalar sebebiyle tarıma uygun topraklarda meydana gelen verim kaybı her geçen gün artmaktadır. Yapılan çalışmalar 2050 yılına gelindiğinde tarımda yüzde 25-50 arasında verim kaybının yaşanabileceğini göstermektedir. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre (2021 yılı verileri), tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretim değeri 132 milyar TL, meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim değeri 113 milyar TL ve sebzeler üretim değeri 59,4 Milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ekonomik olarak değerlendirdiğimize tarım, ülkemizin en önemli lokomotif sektörlerinden biridir. Bu doğrultuda tarım sektörü ekonomik bileşenlerinin bu alandaki yatırımların geri dönüşünün zaman aldığı göz önünde bulundurulmalıdır. Tarım alanlarının amacı dışında kullanımının önlenmesi, tarım teknolojilerinin artırılması, teşvik ve destek paketlerinin oluşturulması sağlanmalıdır. Çiftçilere iklim değişikliği ve alınması gereken önlemler ile ilgili eğitimler verilmeli ve tarım ürünleri ticareti ile ilgili olarak kalkınma politikaları oluşturulmalıdır. Gelecek hafta verilerin açıklanacağı takvimden önemli olanları aşağıda paylaşıyorum. Ekonomik veri takvimi 27 Mart 2023, Pazartesi Türkiye Kapasite Kullanım Oranı 28 Mart 2023, Salı ABD Conference Board Tüketici Güveni (Aylık) 29 Mart 2023, Çarşamba Çin Cari İşlemler Dengesi (Final-$) 29 Mart 2023, Çarşamba Almanya GFK Tüketici Güven Endeksi 29 Mart 2023, Çarşamba Türkiye Bankacılık Sektörü Verileri 30 Mart 2023, Perşembe Türkiye Ekonomik Güven Endeksi 30 Mart 2023, Perşembe Almanya TÜFE (Aylık-Yıllık) 30 Mart 2023, Perşembe Euro Bölgesi Tüketici Güven Endeksi 30 Mart 2023, Perşembe Euro Bölgesi Sanayi Güven Endeksi 30 Mart 2023, Perşembe Euro Bölgesi Hizmet Güven Endeksi 31 Mart 2023, Cuma Türkiye İthalat/ihracat (Yıllık) 31 Mart 2023, Cuma Türkiye S&P Global Kredi Notu Ekonomi ve finans sözlüğü Fiyat istikrarı: Para politikasının uzun dönemli temel amaçlarına (büyüme ve istihdam) yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını belirtir. Tahıl piyasası: Hububat alım-satım işlemlerinin yapıldığı vadeli veya gerçek işlem piyasalarıdır. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi: Tarımsal faaliyete ilişkin fiyat değişimlerini tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık çerçevesinde ölçen endekstir.