Birileri tutturmuş Osman Kavala, Osman Kavala diye. İçeridekiler yetmediği gibi şimdi de dışardan bize ayar vermeye çalışıyorlar. İnsan şaşırıyor, ne...

Birileri tutturmuş Osman Kavala, Osman Kavala diye. İçeridekiler yetmediği gibi şimdi de dışardan bize ayar vermeye çalışıyorlar. İnsan şaşırıyor, neymiş bu Osman Kavala yahu. Suçsuz mu? Değil. E o zaman. Yok efendim beraat etmiş de, başka suç uydurulmuş, tekrar tutuklanmış. Gezi olayları, 15 Temmuz hain darbe girişiminde ismi geçiyor. Bunlar az şeyler mi? Eyvallah deyip geçecek miyiz? Evet tutukluluk bir tedbirdir. Hem adaletin tecellisi için hem de suçlanan ancak hüküm giyinceye kadar masum olan o kişi için. Yargılama sürerken serbest bıraktığımız kişilerin ülkeden nasıl tüydüğünü ve bütün melanetlerini yurtdışından sürdürdüklerini görmüyor muyuz? Peki serbest bıraktınız, ya başına bir şey gelirse. Bir manyak çıktı hayatına kastetti, ne olacak? Ha tüm bunların yanında “Ev hapsi yok mu? diyebilirsiniz. Elbette o da var. Ama adaletin bir bildiği yok mudur? Önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) demedi mi “Bu adamı bırakın!” diye. Bıraktık mı? Hayır. Hiç olmazsa onlar hukukçuydu. Bir bildikleri olabilir. Düşünemediğimiz bir şeyi işaret ediyor olabilirlerdi. Ne de olsa AİHM’e üye bir ülkeyiz. Tüm bunlar varken, başta ABD olmak üzere 10 gelişmiş ülkenin Türkiye’deki büyükelçilerinin, ültimatom verir gibi bize emir vermesine ne diyeceksiniz? Bugüne kadar böyle bir şey ne görülmüş ne de duyulmuş mudur? Yahu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kurduğu bu ülke, müstemleke midir? Türkiye’de sadece ülkelerini temsil için bulunan bu elçiler, kendilerinde bu hakkı nereden buluyor? Herhalde bizi çok seviyor değiller, değil mi? Kısacası, kim ne derse desin abesle iştigal etmişlerdir. Üstlerine vazife olmayan bir konuya dalmışlar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ile adeta duvara toslamışlardır. Kendilerine hayırlı olsun! Yabancı monşerlerin Kavala aşkları bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu işi Rahip Brunson veya Deniz Yücel olayı ile de karıştırmayalım. Türk Devleti bu işlerde çıkarlarına bakar. Bizim için onurumuz, midemizden önce gelir beyler. Bugüne kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Evet ülkemiz tüm dünya ülkeleri ile birlikte, ekonomik ve siyasi bir darboğazdan geçiyor. Pandemi de tüm bunların üzerine tüy dikti. Zor günler yaşıyoruz. Ve bu zor günleri ancak dayanışma ile aşarız. Bu dayanışmayı kendi aramızda sağlarken, dışarıya karşı da tek yumruk olacağız. İster siyasetçiler olsun, isterse iş alemi bu yaşananlardan kendine çıkar sağlamaya da kalkmasın. Yanıldıklarını bir gün anlarlar. YAŞASIN CUMHURİYET! 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 98.yılını 2 gün sonra yine büyük bir coşku ile kutlayacağız. 98 yıl önce ülkeyi kurtarıp Cumhuriyet’i kurarak bize emanet bırakan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ve bu ülke için canını veren şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz. Allah onlardan razı olsun. Yattıkları yer nurla dolsun. Bayramımız Tüm Ulusumuz’a kutlu olsun!