31 Mart Yerel Seçimlerine artık çok az bir zaman kaldı. Adaylar sahada var güçleriyle çalışırken, tekrar aday gösterilmeyen başkanların birkaçı istisna diğerlerinin yerlerinde yeller esiyor. Onları, haleflerinin yanında görmek ne mümkün. Halbuki böyle mi olmalı. Gönül isterdi ki, sahada onlar da en az adaylar kadar çalışsın.
Parti farkı gözetmiyor. Örneğin, CHP’nin Büyükşehir Adayı Dr. Cemil Tugay, mevcut Başkan Tunç Soyer’in kendisine destek vermemesinden muzdarip. Hatta, Soyer’in geçtiğimiz günlerde İstanbul’a kadar gidip Ekrem İmamoğlu’na destek vermesine de içerlemiş. Haksız da değil diyeceğim ama, bu konuda Tunç Başkanın da savunması var.

Başkan Soyer, Çiğli Tramvayı, Narlıdere Metrosu gibi toplu açılışlara Cemil Başkan’ı davet etmesine rağmen onun da katılmadığını söylüyor. Şimdi gel de çık işin içinden. Aynı partinin iki önemli başkanı kritik bir seçim arifesinde birbirlerine böyle gönül koyacak olursa, bunun sonu nereye varır, bir düşünün!
Zirvede bunlar yaşanırken, ilçelerde durum farklı mı? Ne gezer. Tekrar aday gösterilmeyen başkanları ne makamlarında hizmet ederken ne de adaylarına destek verirken görebiliyorsunuz. Hatta hatta ilçelerde belediye hizmetleri bile durmuş vaziyette. Sadece çöp toplamak hariç, altyapıda her yer allak bullak olmuş, vatandaş isyanda. Tabi ki, bu durum İzmir’de 20’nin üzerinde belediyeye sahip CHP’yi yakından ilgilendiriyor.
Buradan şu noktaya gelmek istiyorum. Altıok’un partisinde Özgür Özel ile başlayan değişim rüzgarı, öyle istenilen sonucu vermemiş görünüyor. Hemen hemen tüm belediye başkanları değiştirildi. Yerlerine kamuoyunun pek tanımadığı isimler geldi. Hatta değişenler bile zaman içinde değiştirildi. Bunun neticesinde de parti içinde tepkiler oluştu. Bu tepkiler bir de mevcut başkanların ortadan kaybolmasıyla katlanırsa CHP’nin bu seçimde istenen sonucu alması zorlaşacak.
Peki buna İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun bulduğu çözüm ne. Koca bir hiç. Aziz Kocaoğlu gibi, Tacettin Bayır, Musa Çam, hatta partiden atılan Kemal Karataş gibi kurt siyasetçiler bile sahaya çıkarken, görevdekilerin çekimser kalması, pek hayra alamet değil. İzmir’de yaşanacak bir seçim hezimeti CHP’yi çok farklı noktalara savurabilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu.

AK Parti’ye gelince. Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir mitingi tam bir moral dopingi olacaktı ki, katılımın beklenenden az olması muhtemelen moralleri bozdu. Bunda umarım, “Kazanamayız” düşüncesi etkili olmamıştır. Çünkü Büyükşehir’de Aday Hamza Dağ’ın seçim sloganı “Başaracağız.” Aslında başarmamak için de bir engel yok. Zira Hamza Bey’in sahada epey karşılığı var. 

Ancak, iktidar partisi için handikap Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve onun neden olduğu yaşam şartları. Çarşı pazara çıkan AK Partili adaylara vatandaş tezgahlardaki etiketleri ve boş cüzdanları gösteriyor. Onlar her ne kadar, yerelde vadettikleri projelerden bahsediyorsa da, gel de anlat anlatabilirsen.
Geçenlerde bir grup arkadaşla seçimleri konuşurken, AK Parti’nin Binali Yıldırım’la girdiği 2014’teki İzmir seçiminde vadedilen en büyük proje olan “Körfez Geçişi” konu oldu. Biliyorsunuz Hamza Dağ’ın da en büyük projesi de bu. Arkadaşlardan biri, “Binali Bey kaybetti ama eğer AK Parti bu projeyi 8-9 senede hayata geçirseydi, İzmir’de bu seçimi alırdı” dedi. Bu tespite hak vermemek mümkün mü?

Tüm bu anlattıklarımdan siyasetçilerin çıkaracağı çok dersler var. Eğer verdiğin sözleri yerine getirmez isen, koltuğunu kaybedince davana küsüp kabuğuna çekilirsen, elde edilecek sonuçlardan sen de mesul olursun. Kalın sağlıcakla…