İyi hafta sonları sevgili okuyucular, yılın son haftasına doğru hızlı bir giriş yapmaktayız, sıkı tutunun......

İyi hafta sonları sevgili okuyucular, yılın son haftasına doğru hızlı bir giriş yapmaktayız, sıkı tutunun... Geçtiğimiz bir yıl çok karmaşık anılar bırakıyor bende. Bazıları çok heyecan tadıyor, bol bol bilgilenme ve tartışma var, virüs artık bildiğiniz gibi devam ediyor, çalışmak var, acı var, biraz hüzün... Yani genel teması olmayan bir yıldı benim için. Acı tatlı çikolatalar olur ya, onun gibi bir tat bırakacak geride. *** Geçtiğimiz sene aralık ayında alınan kararlardan bahsetmiştim. Bu sene o kararları konuşmayacağım. Sıfır çekmeye de çalışmayacağım. Çünkü her şeyin daha farklı yaşanacağı bir yıla giriyor olma fikri her ne kadar heyecanlı gelse de bence işlemiyor dostlarım. Bir hafta kendimizi çok daha iyi bir versiyonumuzun olduğuna ikna ediyoruz. Öyleymiş gibi yapıyoruz da, burada bir sıkıntı yok. Sonra parça parça eski yapılarımız, şekillerimiz el sallıyor arkadan. Motivasyon çöküyor, iyi versiyonlarımız uzaktan izliyor bizleri. Elden bir şey gelmez, bir dahaki kararınıza kadar uzağınızda kalmaya devam edecek o haliniz. Aslında kendimizin daha iyi bir halini yaratıyor olma fikri muhteşem bir durum. Çünkü her zaman beğenmediğiniz bir şeyi değiştirebileceğini söylüyor size. Nasıl da güvenli bir his olmalı! Esas değinmek istediğim nokta ise şu; daha iyi olan o halinizi görmek için kendinize bir zaman biçiyor olmanız. *** Travmatik bir deneyim yaşamış ve ölümün kıyısında yürümüş bir kişiyi dinleyin. İnsanlar bazen hayata yeniden doğduklarını ve kendilerinin çok başka bir hali ile tanıştıklarını anlatır. Travma sonrası gelişme, büyüme dediğimiz kavram bunu anlatıyor. Daha hayata bağlı ve tutunur hale gelme... Hayatımızda daha keyifli, daha bağlı, daha içten olmamamız için nasıl nedenlerimiz var? Daha çok tadını çıkarıyor olmak için başımıza kötü bir olayın gelmesine gerek yok. Belirli bir bitiş çizgisine ihtiyacımız yok. O bitiş çizgisi zaten hepimiz için bir yerlerde var! Sürekli olarak yeni yıla girdiğimiz o bir günü beklememize gerek yok. Yılın son haftasını da yepyeni ve çok güzel hissederek geçirebilir, kendinize vakit ayırabilirsiniz. Çok değil, örneğin sürekli olarak gündemi takip ediyor ve yoruluyorsanız biraz daha az bakmayı deneyebilirsiniz. Ailecek ya da tek başınıza, bir çay demleyip herhangi bir Ata Demirer filmi açabilir, bol bol gülebilirsiniz. Yeni yılınız ve her gününüz kutlu olsun, Bol bol sevgiler!