İzmir'in en önemli üç sorunundan bahsederek bir kez daha hatırlatma ihtiyacı hissetim. Zira bu işi ben yıllardır yapıyorum. Kulakları çınlasın ve buradan kendisine selam olsun Burhan Özfatura başkanımız eğer kesintisiz başkanlık yapabilseydi, bu koca şehrin birçok meselesi daha yıllar önce hallolmuş olacaktı. Ama heyhat!
Maalesef kendisinden sonra gelen başkanlar kente onun gibi bakamadı. Eğer bir kentin altyapı sorunlarını kökten halletmez iseniz üst yapı için ağzınızla kuş tutsanız nafile. İşte İzmir'de yaşanan tam da budur. Çöpü hala vahşice toplanıp bertaraf edilmeye çalışılan, yolları çukur ve tümseklerle dolu, yamalı bohçadan farksız cadde ve sokakları olan ve olmazsa olmazı Körfez'i koku ve çamurdan geçilmeyen Türkiye'nin üçüncü büyük kenti!

Şimdi bunları sırasıyla ele alalım ve bir kez daha çözüm için gündeme getirelim. Zira, bu sorunları halledebilecek tek merci var o da Sayın Cemil Tugay'ın başkanı olduğu İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bence, her tarafa koşup yetişmeye çalışan Cemil Başkan eğer ekibi ile bu meselelere daha bir önem verirse, hem İzmir'i kronik hastalıklarından kurtarmış olur, hem de "iktidar" için yanıp tutuşan partisinin elini kuvvetlendirir.

Çöple başlayalım. Büyükşehir Belediyesi vakit kaybetmeden birkaç çöp fabrikasını bu yıl içinde kurmalı. Yer aramaya gerek yok. Sasalı hazır. 11 metropol ilçenin çöpünü kuracağınız bu katı atık bertaraf tesisinde hallettiniz mi işlem tamam. Burayı kurduktan sonra Harmandalı'nı da kapatır işi bitirirsiniz. Böylece İzmir, bu beladan da kurtulur. Geriye çöplerin evlerden ayrıştırılarak toplanması kalıyor ki, bu da bertarafta işi kolaylaştıracaktır. 

Bu noktada bir hatırlatma yapmakta fayda var. Sayın Cemil Tugay yanılmıyorsam bir ay kadar önce, "Bir aya kadar çöpleri evlerden ayrıştırmaya başlayacağız" açıklaması yapmıştı. Hemen hemen bir ay oldu. Bir hareket yok. Ne oldu ne gitti bilmiyorum. Ama geçmişte uygulanmaya kalkışılan ve iyi organize edilemediği için başarısızlıkla noktalanan "evsel çöp toplama" işi dilerim bu kez hedefine ulaşır.

Çukur dedik. Bu da Büyükşehir'in işi. İnanın Türkiye'nin birçok kentine gittim gördüm, yolları, caddeleri, sokakları çukur ve garip garip yamalarla dolu bir şehir görmedim. O bir zamanlar hor gördüğümüz doğu illerinde bile İzmir kadar çukurlarla dolu bozuk yollar yok. Bu iş ivedilikle ele alınmalı. Metropol ilçelerden başlanarak, başta İZBETON olmak üzere, asfalt şantiyesine dahip ilçe belediyeleri kolları sıvamalı. Ve İzmir'de esaslı bir "asfalt seferberliği" başlatılmalı. 
Örnek mi istiyorsunuz, alın size birden fazla örnek. Kentin göbeğinden geçen viyadükler. Enlemesine ek yerlerinde oluşan çukurlar, araçlar geçerken tak-tuk seslerinden geçilmiyor. Altınyol'a paralel Bayraklı Yolu. Konak Tramvay Hattı'nın Çankaya-Alsancak arası. Metro çalışması var belki ama Üçyol'dan Karabağlar yönü. Karşıyaka'da Girne Caddesi tam bir felaket. Altınyol'u unutmamak gerek. Esasında Karayolları'na ait ama Büyükşehir'in sorumluluğuna verildiğini anımsıyorum. Bu ana güzergahın da elden geçmesi lazım. Ve daha saymadığım birçok yer. Diğer ilçelere hiç girmeyelim.

Çamur meselesine gelince. Tabii ki Körfez'den bahsediyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalara başladığını biliyoruz. Dip çamurunu kazıcılarla çıkarıp sirkilasyonu sağlamaya uğraşıyorlar. Çiğli Arıtma'da 4.Faz inşaatı devam ediyor. Bu konuda kamuoyunun sık sık bilgilendirilmesi lazım. Mesela basın mensupları bölgeye götürülüp çalışmalar gösterilebilir. Benim merak ettiğim esas konu Büyükşehir elinden geleni yapmaya başladığına göre, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ne yaptığı. 

Nerede o meşhur Bilim Kurulu? Ne çözüm getirdiler de uygulamaya konuldu? Birden fazla ay geçti ses seda yok! Biz Büyükşehir'e çağrı yapmış, "Çalıştay malıştayı bırak da gemileri indir Körfeze belki Bakanlık aşka gelir o da el atar" demiştik. Cemil Başkan çalıştayı yaptı, gemileri de indirdi. Şimdi sıra Bakan Sayın Murat Kurum'da. İzmir Hükümetten de icraat görmek istiyor. Bu konuda iktidarın İzmir milletvekilleri ve parti yöneticileri, yerel yönetimi hedefe koyup duracaklarına biraz da ellerini taşın altına koysunlar.