Görünen o ki, EYT askıda. 3600 genel seçim arifesini bekliyor. Kimilerine göre sayıları 1 milyona, kimilerine göre ise 5 milyona geçen EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ve mevcut hükümet yetkililerin...

Görünen o ki, EYT askıda. 3600 genel seçim arifesini bekliyor. Kimilerine göre sayıları 1 milyona, kimilerine göre ise 5 milyona geçen EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ve mevcut hükümet yetkililerinin ilk kez 2018 yılı genel seçim arifesinde memur ve memur emeklilerine verdikleri 3600 ek gösterge vaadi ve aradan geçen üç buçuk yıl. Son günlerde yine gündeme gelen EYT ile ilgili, AK Parti yetkililerinden, ardı ardına farklı sesler çıkıyor. Son günlerde EYT ile ilgili yapılan açıklamalara bakarsak yakın tarihte EYT ile ilgili bir yasal düzenlemenin çıkması mümkün değil gibi gözüküyor. Bunun en açık örneğini geçtiğimiz hafta mevcut hükümet yetkilileri tarafından yapılan çelişkili açıklamalarda gördük. ​Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Vedat Bilgin'in EYT için çalışma yaptıklarını söylemesinin ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yaş şartı sağlanmadan emekli olunamayacağını açıkladı. Ardından Çalışma Bakanlığı'nca kamuoyuna, “Bakanlığımızın öncelikli gündeminde EYT ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır" duyuruldu. Yapılan açıklamalar EYT konusunda yeşeren umutların bir kez daha sönmesine sebep oldu. Ardından, AK Parti Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nunyaptığı açıklamada; "Asgari ücretten EYT'ye, 3600 ek göstergeden emeklilerin maaşına kadar her alanda çalışmalar inşallah devam ediyor" ifadesini kullanması ümitle bekleyenlerin kafasını bir kez dahakarıştırdı. Her ne kadar ara ara EYT ve 3600 ek gösterge konusu siyaseten gündemde tutulsa da, binlerce EYT mağdurunun ümitleri kısmen yeşerse de EYT ve 3600 ek gösterge konusunun en önemli gerekçesi elbette maliyet yani bütçeye getireceği yük. Çıkacak maliyetin yıllık en az 18 milyar liraya ulaşacağı hesap edildiği göz önüne alınırsa, EYT ve 3600 ek göstergenin çıkması çok kolay görünmüyor. Sayın Cumhurbaşkanının EYT konusundaki olumsuz tavrının da devam ettiği de biliniyor. Düzenleme bekleyen bir diğer konu da 3600 ek gösterge problemi. Bildiğimiz şekliyle, yapılacak olan düzenlemeden, öğretmen, polis, hemşire, din görevlileri ile yönetici pozisyonundaki memurlar faydalanacak. Halen maaş, emekli aylığı ve emekli ikramiyeleri 2200’ün altı, 2200 ve 3000 ek göstergeye göre hesaplanan memurlardan 3600’e yükselecek olanların toplam memur sayısının yüzde 90’ını oluşturacağı bekleniyor. 3600 ek gösterge düzenlemesi yapılırsa, düzenlemeden faydalanan memurun maaşı yaklaşık brüt 107 lira, emekli olmuş bir memurun aylığı 820 lira, 30 yıl hizmeti olan memurun ikramiyesi ise 24 bin 600 lira civarında artacak. Memur ve memur emeklilerinin umutla beklediği 3600 ek gösterge sorunuyla ilgili yapılmış olan en son açıklama ise Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Memur Sen Konfederasyonu’nun geçtiğimiz pazar günü yapılan toplantısında “Personelimizin önemli bir kısmını kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz” ifadeleriyle eğer bir düzenleme yapılırsa 2022 yılı sonunundan önce olmayacağını işaret etmesi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın aynı toplantıda Memur Sen Konfederasyonu’ndan övgülerle ifade etmesi sonucunda, Memur-Sen yöneticileri tarafından "Dik dur eğilme Memur-Sen seninle" diye sloganların atılması da, Memur Sen’in yaptığı sendikacılığın adeta resmini yansıtmış gibi. Yetkili sendika etkili olabilseydi de keşke bu güne dek en azından memur maaşlarını enflasyon karşısında koruyabilirlerdi. 3600 ek gösterge problemini çözmek için çabalayabilselerdi. Bir sendika, herhangi bir siyasi partinin kontrolü altında olursa, o siyasi partide iktidardaysa, o sendikanın çalışanım hakkını hukukunu koruyacak araması mümkün değildir. Her siyasi parti elinin altında, kullanabileceği sivil toplum kuruluşlarının olmasını ister. Siyasi partiler tarafından baktığımızda bu durum gayet doğaldır. Her zaman söylediğimiz gibi; sendikalar siyasi partilerin kontrolünde olmaz olmamalı. Son 10 yılda memur maaşlarının reel olarak yaklaşık yüzde 50 eridiği, yani alım gücünün düştüğü ortamda, memur ve memur emeklilerinin maaşlarını reel enflasyon karşısında bile koruyamamışken yetkili sendikanın başarılı olduğunu ifade eden Memur Sen yöneticileri, adeta bizim aklımızla alay etmektirler. Elbette takdir çalışanlarımızın ve yetkili sendikaya üye olarak destek veren memurlarımızın.