Bu soruya yanıtınız evet ise hayatınızın ne kadar zor olduğunun farkındasınızdır. Eğer yanıtınız hayır ise yakın çevrenizde mutlaka 'mükemmeliyetçi' olduğunu düşündüğünüz birileri vardır ve onların hayatının hiç de kolay olmadığının tanığısınızdır. Aslında çoğumuz 'mükemmeliyetçiliği' iltifat olarak söyleriz ya da bize söylendiğinde de övgü olarak kabul ederiz. Gerçekten övgü mü?  Mükemmeliyetçilik, kişinin kendisi için çok yüksek standartlar belirlemesi, kusursuz olma çabasıdır. Standartların yüksek olması yanlış bir şey olmasa da, mükemmeliyetçiler çoğunlukla başarılarının, kazanımlarının asla yeterince iyi olmadığını düşünürler. Ellerinden gelenin en iyisini yapmanın yetmediği, kusursuzluktan başka bir şeyin kabul edilmediği bir durumdur. Hatayı kabul etmezler. Kendi sağlıkları pahasına mükemmel olmak için canlarını dişlerine takarlar. Hep başarısızlık korkusu, kaygısı yaşarlar, sağlıkları tehlike altındadır. İki ucu keskin bıçaktır. Sadece kendileri için yüksek standart belirlemezler, başkaları için de belirleyebilirler. Eşleri, çocukları, dostları hatta iş arkadaşları bile onların kapsam alanına girebilir. Peki, mükemmeliyetçi olup olmadığımızı nasıl anlarız ya da çevremizdeki mükemmeliyetçileri nasıl tanırız? Birkaç ipucu:

*Başarılar takdir edilse bile mutlu olamamak,                  

* Aşırı eleştirel olmak,                                    

*Başarısızlık korkusu yaşamak,                            

*Sık sık ertelemek,                                    

*Savunmacı olmak,                                

*Sadece sonuca odaklı olmak,                        

*Yüksek hedefler belirlemek,                            

*Gerçekçi olmayan standartlara sahip olmak,                  

*Ya hep ya hiç düşüncesinde olmak.

Tanıdık geldi mi? Peki mükemmeliyetçi olmanın ne zararı var mı diyorsunuz? Bakalım. Kronikstres, kaygı, tükenmişlik, depresyon riski, yeme bozuklukları, ilişkilerde olumsuzluk, tatminsizlik, yaşamdan keyif alamama, hayal kırıklığıve yalnızlık. Daha fazla yazmama gerek yok herhalde. Peki niye mükemmeliyetçi olunur? Nedenleri çocukluğumuza kadar uzanır.  Anne/babamızın yüksek beklentilerinin olması, eleştirileri, onların sevgisi ve onayını almak için başarıların gerekmesi, yüksek standartların olduğu bir evde büyümek, övgünün çoğunlukla başarıyla gelmesi, reddedilme korkusu. Hepsi ya da biri. Eğer mükemmeliyetçiyseniz ve okuduklarınızdan sonra 'Eee şimdi ne yapalım? diyorsanız psikiyatrist Dr. David D.Burns'un mükemmeliyetçiliği yenmek için yaptığı önerilerden bazılarını deneyebilirsiniz:
    
 *Mükemmel olmanın avantaj ve sakıncalarını yazın. Bunun sizin için avantaj olmadığını görerek şaşırabilirsiniz. Hiçbir şekilde işinize     yaramadığını anladığınızda çok daha kolay vazgeçebilirsiniz.
    *Çeşitli etkinliklerle ilgili standartlarınızı değiştirmeyi deneyin. Böylece performansınızın yüksek- orta ve düşük standartlara karşı nasıl tepki     verdiğini göreceksiniz. 
    *Mükemmeliyetçiliğin arkasında her zaman korkunun yattığının farkında olmayabilirsiniz. Korkunuzla yüzleşin, korkunun kaynağına     inin, üstesinden geleceksiniz.
    *Mükemmeliyetçilikte ulaşılamayanlara, yapılamayanlara odaklanılır, bundan vazgeçin yaptıklarınıza, başarılarınıza odaklanın.
    *Etkinliklerinize zaman sınırı koyun.  Sabahları gününüzü planlayın, her etkinlik için ayıracağınız zamanı yazın, belirlediğiniz zaman sonunda     durun, bitirip bitirmediğinize bakın ve bir sonraki etkinliğe başlayın.
    *Hata yapmayı öğrenin. Hata yaptığınızda dünyanın sonunun gelmeyeceğini kendinize hatırlatın. ''

İş yapan hata yapar, hata yapmayan iş yapmamıştır. Hata yapmaktan korkmayın. Katılıyor musunuz? Eğer katılıyorsanız (katıldığınıza inanıyorum) cesaretle değişimi başlatın. Hayat mükemmeliyetçilikle kaçırılamayacak kadar kısa, keyif alınacak kadar uzun. Kendinize kızmayın, bağırmayın, şefkat gösterin, kollarınızı kendinize dolayın 'yeterince iyi, aferin'  deyin.