CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde gazetecilere öyle bir çıkış yaptı ki, zannettik ki basın mensupları Manisa’da “mesir saçmadınız” diye yaka paça TBMM’ye götürmüşler. Kendisi öyle sitem etti:
“Ya Allah’tan korkun ya!”
Yani neredeyse “Bu kadar dezenformasyonu yanlışlıkla yapıyorsanız bari cevabımı da yayınlayın da gazetecilik namusunuz kurtulsun” diyecek noktaya geldi.
Elbette Sayın Özel’in sinirlenmeye hakkı vardır. Miting değilmiş, arıtma tesisiymiş, arkadaşlar gözaltındaymış… Olayların sıralaması önemli olabilir. Ama asıl mesele bu değil.
Asıl mesele şu:
Sayın Özgür Özel, kendi partisinin belediyeleri her fırsatta festivaller düzenlerken, sahneler kurulup milyonlar saçılırken bu kadar hassasiyet gösteriyor mu?
Mesela Alaçatı Ot Festivali!
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, festivali öyle güzel organize etmiş ki, otlar toplanırken, otlar pişirilirken bir yandan da Zeynep Bastık ve Sertab Erener gibi yıldızlar sahne aldı.
Ne mesiri kaldı ne arıtması…
Ortalık sahne dumanı ve konfetiyle doluydu.
Sayın Özel bu festivale dair tek kelime etti mi? Etmedi.
Aynı dönemde Urla’da Enginar Festivali düzenlendi.
Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan da oldukça renkli görüntülerle çıktı karşımıza. Enginarın gölgesinde eğlenceler, etkinlikler, konserler…
Ama ne hikmetse, burada da sessizlik hâkimdi.
Manisa’daki “iptal edilen miting” kadar kimsenin canı yanmadı.
Şimdi soruyorum: Sayın Özgür Özel, eğer samimiyetle gazetecilere “ahlak” dersi veriyorsa, önce dönüp belediye başkanlarına da birkaç kelam etse fena mı olur?
Hani “herkes kendi kapısının önünü süpürse” klişesi vardır ya, burada tam yerini bulur.
Zira mesir saçmamak bir erdemse, konser düzenleyip konfeti patlatmamak da bir o kadar sorumluluktur. Madem içeride “ikinci dalga” operasyonları sürüyordu, neden Alaçatı’dasahne ışıkları altında pozlar verildi?
İşte bu yüzden Sayın Özel’in isyanı biraz eksik, biraz seçici, biraz da festival ruhlu duruyor.
Gazetecilere parmak sallarken, kendi mahallesine göz kapatmak; eleştiriyi muhalefet içinde sansürlemek, gazeteciliğe “ders verirken” halkın tepkisini ıskalamak…
Son söz mü?
Sayın Özel, mesir saçmadınız tamam…
Peki Alaçatı’da konfeti saçanlar kimdi?
Festivaller turizme hizmet etmiyor, ama şov devam ediyor
Ot var, festival var… Ama oteller boş!
Alaçatı Ot Festivali’nde turist sabah otobüse binip, akşam eve dönüyor. Konaklama sıfır, harcama yok. Ot festivali dedikleri şey, artık “halden alınan ürünlerin köylü etiketiyle pazarlanmasından” ibaret. Yerli üretici unutulmuş, festival pazarı rant kapısına dönmüş.
Dahası da var.
Festival bütçelerinin büyük bir bölümü, ünlü sanatçılara ödenen milyonluk konser ücretlerine gidiyor. Belediyeler ekonomik krizden bahsederken, öte yandan sahnelerde yıldız yağmuru yaşanıyor. Ne için? Eğlenmek için mi, turizm için mi?
Tercan diyor ki:
“Alaçatı, Çeşme’ye Türk turist doldur boşalt yapmanın kimseye faydası yok. Döviz istiyorsak, yabancı turist getireceğiz. İzmir’e 5 milyon turist hedef koyduk, hâlâ 1 milyon 700 binde debeleniyoruz.”