Son günlerde artan salgın hastalıklar ve yaklaşık iki yıldır etkisinden çıktığımız Kovid 19 salgını beni tarihte yaşanmış salgın hastalıkları incelemeye teşvik etti. Geçmişten günümüze birçok salgın hastalık farklı farklı coğrafyalarda ortaya çıkmış ve zamanla tüm dünyayı etkilemiştir. Bu hastalıklar, insanların hayatlarını kaybetmelerine sebep oldukları gibi maddi ve manevi diğer bazı sorunları da beraberinde getirmişlerdir.
Geçmiş zamanlarda gerek teknolojik gelişmeler ve gerekse tıp alanında yeteri kadar ilerleme yaşanmadığı için günümüze nazaran etkileri daha uzun sürmüş ve verdikleri zararlarda o derece fazla olmuştur.
Tarihte salgın hastalıkların ortaya çıkış yerleri ve sebepleri tıpkı günümüzde olduğu gibi tam olarak netlik kazanamamıştır. Örneğim: yakın zamanda ortaya çıkan veba salgını beş yıldan uzun süre etkileri devam etmiş ve yine aynı süre zarfında tıp bilimini meşgul etmiş olmasına rağmen tam olarak çözülebilmiş değildir. Birtakım aşılar uygulanarak çare bulunduğuna dair iddialar öne sürülmüşse de uzun vadede yapılan aşıların bırakın insanlara faydalı olması; bazı yan etkilerinin olduğu görülmüştür.
Kovid 19 salgınında gözlemlendiği üzere bu salgınlar bireysel olarak birçok etkileri olmasına rağmen toplumsal ve hatta kıtalar arasında da etkili olmuştur. Ülkelerin dış politikalarına etki eden bu salgınların tarihte de benzer etkiler gösterdikleri görülmüştür. Veba, kolera gibi hastalıklar bunlara örnek gösterilebilir. Geçmişte farklı periyotlarla ve farklı farklı coğrafyalarda ortaya çıkan salgınlar arasında belki de en tehlikelisi veba olarak adlandırılmaktadır. Çünkü bu salgın herhangi coğrafya da aniden ortaya çıktığı gibi bir anda ve hızlıca yayılarak tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Verdiği zarar dolayısıyla kendisine kara ölüm adı verilmiştir.
Orta çağ da yayılmaya başladığı coğrafyada kaynaklar farklı bilgiler sunsa da anlaşılan çok büyük ölümlere sebep olduğudur. 19’uncu yüzyılda da aniden fakat bu sefer Orta Doğu’da ortaya çıktığı konusunda hem fikir olunan veba salgını kara ölüm yakıştırmasını hak edecek şekilde zarar vermeye devam etmiştir. Ancak, bu sefer bu salgının asıl kaynağı üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bilgilerin yetersiz kalması, salgının nedenini farklı yorumlama ihtiyacı doğurmuştur. Tıp bilimi uzun yıllardır bu salgın konusunda araştırmalar yapılmasına rağmen bazı sorulara cevap verebilme noktasında eksik kalmıştır.
Salgının, dini bir kaynaktan ortaya çıktığını ileri sürenler olduğu gibi psikolojik temellere dayandıranlarda olmuştur. Fakat oluşturulan heyet en sonunda salgının temelini ortaya çıkarabilmiştir. Onlara göre: salgın fareler tarafından insanlara bulaştırılmıştır. Bundan korunma yolu olarak vücudun temiz tutulması gerektiği ifade edilmiştir. Kovid 19 salgını dolayısıyla da oluşturulan bilim kurulu salgının bir yarasadan dolayı ortaya çıktığını ve vücudun temiz tutulması gerektiğini ileri sürmüşlerdi. Bulaşma yollarının benzer ve korunma yollarının da aynı olması salgınların birbirilerinin devamı olduklarını düşündürmüyor değil!
Bulaştıkları andan itibaren ruhsal ve fiziksel birtakım belirtiler gösteren bu salgınların bireysel etkilerinin yanında siyasal tesirlerinin olduğunu belirtmiştir. Özellikle 19’uncu yüzyılın sonlarında ortaya çıkan veba salgını ülkelerin dış politikalarını belirler konuma gelmiştir. Örneğin, Orta Doğu’da yaşanan emperyalist mücadele yerini yumuşama dönemine bırakmış, bölgeden askerlerini çekmelerini dahi sağlamıştır. Diğer salgınlar da aynı şekilde başka çalışmalara konu olabilecek şekilde toplumsal, siyasal ve bireysel tesirlerde bulunmuşlardır.