‘Şok diyet’ olarak bilinen ve günümüzde popüler olan, çok düşük enerjili diyetler insan sağlığını tehlikeye büyük bir risk. Hızlı kilo verme arzusu ile başvurulan bu diyetler kısa vaadede kişiyi istediği kiloya ulaştırsa bile uzun inceleme sonucunda birçok hastalığı tetiklediği ve daha büyük kilo problemlerine neden olduğu görülüyor. 

KALICI SONUÇ BEKLEMEK HATA

Genellikle 800-1000 kkal ve daha az enerji içeren bu diyetler sadece doktor veya diyetisyen kontrolünde bazı endikasyonlar sağlandığı takdirde uygulanması gerekirken ne yazık ki artan bilgi kirliliği nedeniyle zayıflamak isteyen kişilerin de uyguladığı bir sistem haline geldi. Özellikle yüksek kiloya sahip bireylerin bu tarz diyetleri çok daha uzun süre uyguladığı görülüyor. Bu noktada bilinmesi gereken ilk şey ise bu zayıflamanın kalıcı olmadığı. Tartıda bir azalma yaratan ve kişileri anlık mutlu eden bu diyetler uzun vadede insülin direnci, diyabet, depresyon, hipertansiyon gibi kilo alımını destekleyebilecek kronik hastalıklara neden olarak metabolizmanın daha çok zarar görmesine neden oluyor. Aynı zamanda birçok hormonun çalışma mekanizmasını bozarak açlık tokluk sinyallerinin algılanmamasına neden oluyor. Beraberinde gelen vitamin ve mineral eksiklikleri sonucunda da kişiler kendilerini verdikleri kilolara rağmen daha yorgun ve daha sağlıksız hissediyor ardından daha fazla kilo alma eğiliminde bulunuyor. 

BKİ DEĞERLERİNE DİKKAT 

Beden kitle indeksi (BKİ), kişinin mevcut kilosunun boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesi ile elde ediliyor. Bireylerde bu değer yaşla beraber değişkenlik gösterirken, genel olarak 25 kg/m2 değerinden yüksek bireyler hafif şişman kategorisi içerisinde yer alıyor. Beden kitle indeksi 30 ve üzerinde olan bireylerde cerrahi operasyon gerekliliği durumunda doktor ve diyetisyen gözetiminde bir süre uygulanan çok düşük enerjili diyetler, BKİ değerleri 27-30 olan bireylerde tercih edilmemesi gereken bir yöntem. Aksi takdirde karbonhidrat ve proteinde meydana gelen eksiklikler kişileri malnutrisyon gibi çok daha ciddi sorunlara götürebilir ve anemi, menstrual düzensizlik ve tiroid bozukluklarına sebep olabilir. 

BU KİŞİLER ASLA UYGULAMAMALI

Gebe ve emzikli bireyler, çocuklar, kalp hastalığı olan bireyler, böbrek ve karaciğer hastalığı bulunan veya başlangıç belirtileri olan kişiler çok düşük enerjili diyetleri uyguladıkları takdirde geri dönüşümsüz doku kayıplarına sebep olabilir. Aynı zamanda mevcut yeme bozukluğu olan kişilerin de bu diyetlerden uzak durması son derece önemli. Aksi takdirde yeme davranışı üzerindeki bozukluklar artış gösterebilir.