İş dünyası 2023 yılında ekonomik dalgalanmalar, yüksek üretim maliyetleri, finansman kaynaklarına ulaşım sorunları, regülasyonlar ve zorlu rekabet koşullarıyla başa çıkmak zorunda kaldı, pek çoğu bu süreçte ağır hasarlar aldı. Bu yıl, faiz artışlarının ve kur baskısının da etkisi ile daha fazla sorunla boğuşacaklar. Bu zorlu mücadele sırasında şirketler bu finansal dar boğazdan kurtulmak amacı ile alternatif çözüm yolları arayışına giriyor ve konkordato süreçleri de bu yollardan biri oluyor.

Konkordato, birçok şirket için bir çıkış yolu olarak görülse de gerek sürecin şirket için oluşturacağı yüksek maliyet gerekse ekonomik sisteme etkileri göz önüne alınmalıdır. Konkordato ilan eden şirketler, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırabilirler, ancak bu süreçler uzun ve karmaşık olabilir. Ayrıca bu durum, finansal sistemi ve ekonomiyi de etkileyerek istihdam kaybına, tedarik zinciri kesintilerine ve genel ekonomik istikrarsızlığa neden olabilir.

Konkordato ilan eden şirket, genellikle mevcut borçlarını ödemekte zorlandığı için tedarikçilerine, iş birliği içinde olduğu firmalara, finansal kuruluşlara ve çalışanlarına olan ödemelerinde gecikmeler yaşanabilir. Bu durum, özellikle konkordato sürecindeki firmalar ile iş ilişkisi olan küçük işletmeler için finansal açıdan sıkıntılı bir dönemi beraberinde getirebilir. Konkordato süreci, müşteriler ve tedarikçiler arasında belirsizlik yaratır. Özellikle uzun vadeli iş ilişkileri olan firmalar, geleceğe dair belirsizlik nedeniyle endişe duyacağından, ticari güvensizliği artırabilir. Konkordato süreci, müşterilerin gelecekteki siparişlerini iptal etmelerine ve tedarikçilere olan bağımlılıklarını azaltmalarına yol açabilir. Bu durum, iş kayıpları ve gelir düşüşleriyle sonuçlanabilir. Konkordato ilan eden şirketler, genellikle rakipleri karşısında zayıf bir konuma geçmiş olurlar. Bu da müşteri ve tedarikçilerin, daha güvenilir ve istikrarlı şirketlere yönelmelerine ve pazar payı kayıplarına neden olabilir.

Geçtiğimiz yıl konkordato talep artışlarının yanında kurulan şirket sayısındaki azalma ve kapanan şirket sayısındaki artış da dikkate değer rakamlarda olmuştur. 2023 yılı Kasım ayı verilerine göre ülke genelinde 11 aylık süre zarfında 118 bin 949 şirket kurulurken 24 bin 303 şirket de kapanmış olup, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yaklaşık yüzde 6 oranında azalırken, kapanan şirket sayısı yüzde 4 oranında artış göstermiştir. 2023 yılında bin 515 konkordato başvurusu yapılmış olup; 519 geçici mühlet, 352 kesin mühlet, 408 red ve 65 iflas kararı çıkmıştır. Geçici ve kesin mühlet verilen şirketlerin sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 23’lük artış göstermiştir.

Türkiye'de konkordato taleplerinin artması, iş dünyasında yeni bir gerçeklik haline gelmiştir. Ancak, bu süreç sadece ilgili firmayı değil, etkileşimde bulunduğu tüm paydaşlarını da etkilemektedir. İş dünyasının geleceği adına, bu süreçlerde ortak akıl ve dayanışmanın önemini anlamak ve bu zorluğu birlikte aşmak oldukça önemli hale gelmiştir. Firmalar arası güveni sarsmamak, şeffaf iletişim ve karşılıklı anlayış, hem müşteriler hem de tedarikçiler için sağlıklı bir ticaret ortamının temelini oluşturacaktır.

Gelecek hafta verilerin açıklanacağı takvimden önemli olanları aşağıda paylaşıyorum.

Ekonomik veri takvimi

22 Ocak 2024, Pazartesi Çin Faiz Oranı

23 Ocak 2024, Salı Japonya Faiz Kararı

24 Ocak 2024, Çarşamba Almanya İmalat/Hizmet PMI

24 Ocak 2024, Çarşamba Japonya Dış Ticaret Dengesi

24 Ocak 2024, Çarşamba Euro Bölgesi İmalat/Hizmet PMI

24 Ocak 2024, Çarşamba İngiltere İmalat/Hizmet PMI

24 Ocak 2024, Çarşamba ABD İmalat/Hizmet PMI

25 Ocak 2024, Perşembe Türkiye Faiz Oranı

25 Ocak 2024, Perşembe Euro Bölgesi Faiz Oranı

25 Ocak 2024, Perşembe ABD GSYİH

26 Ocak 2024, Cuma ABD Tüketici Harcamaları

Ekonomi ve finans sözlüğü

Konkordato: Mahkeme denetimi altında borçlunun alacaklıları ile anlaşması ve sonucunda borçlarının belli bir oranda veya belirli vadelerle ödenmesi suretiyle borçlarından kurtulması yoludur.

İflâs: Kişinin ve ya kurumun günü gelmiş olan borçlarını ödeyemez hale geldiğinin mahkeme kararıyla birlikte saptanarak, alacaklıların alacağının tahsili amacıyla borçlunun tüm malvarlığı üzerinde gerçekleştirilen, bir tasfiye usulüdür.